Ayrıca Tkywer
bir hata yapıp, kadrajlamaları ve kadraj-içi konumlandırmaları büyük perdeye
göre tasarlamış. Televizyon ekranında düzenlemeleri sakil kaçmış.
Ronan,
dizi ve çizgiroman biraradalığı sözkonusu: Yani bu eser bir çapraz medya. Sanat
dizi filmi olması açısından da, az raslanan bir örnek.
Başka
filmleri ve yönetmenleri anıştırma var: 1. sezon 1. bölümdeki tren çekme ve
hipnoz planı, doğrudan Avrupa'ya gönderme.
Kabare,
Grosz, Berlin Alexandre Meydanı, Türk Gambiti (hem romanı, hem filmi ile),
Avrupa gibi, aynı konularda seyreden muazzam eser-rakipleri var. Ne yazık ki
onlara kafa tutamıyor.
Tkywer,
bir Fassbinder'cik bile değil. Çağdaş ve/ya nostaljik sentimentalizmi
kavrayamamış ve en iddalı olduğu alan da bu.
Tarihi-siyasi-polisiye, yeni bir alt ve melez janr
oldu.
‘Türk Gambiti
dörtlemesi’ ile Boris Akunin (eski düzenlemeyle Bakunin) bu konuda açık ara
önde hala.
‘Paris
Babylon’ roman dizisi ve film dizisi, bunu şimdilik karşılayamamış.
Bunun
için, Fassbinder’in yaşıyor olması, Tkywer’in de bu dizide onun asistanlığını
yapması gerekirdi. Tkywer, ‘Lili Marlene’ gibi bir eseri üretebilcek kapasitede
biri değil çünkü.
Ve şimdi
tam da, neo-faşizm ve neo-engizisyon zamanı.
Neo-engizisyonu
konusunu, Şeytan’ı öven popüler kültür ürünleri yazı dizimizde açımladık.
Şimdi, neo-faşizm popüler kültür ürünlerinde nasıl
açımlanır, onun peşine düşme ve başka metinler yazma zamanı.
(12-13 Temmuz 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder