Cuma, Temmuz 19, 2019

Kıyamete Kadar Savaş: YPG / QSD


Bir alıntı:
“Kobani, "Fırat'ın doğusu ile Afrin birbirine benzemez. Yerden göğe kadar fark var. Uluslararası faktörler bir kenara, Türk ordusu ile başbaşa kalsak bile, durum farklıdır. Aylarca, hatta yıllarca süren bir savaş olacaktır. Burası geniş bir alan. Afrin'de stratejik bir karar aldık ve savaşı sadece Afrin'le sınırlı tutmak istedik. Fakat burada öyle olmayacak. Türk ordusu herhangi bir yere saldırırsa, bu topyekün bir savaşa dönüşecek" dedi.”
Tarihsel gidişat, epeyi noktada bu tezleri değilledi ama çoktan.
Durumları sayalım önce:
Bir: Türkiye, 2015 ortasından başlayarak savaşı sınırları dışına taşıdı ve oraya yerleştirdi. Bu eğilim, 1984’ten beridir vardı ama TC ilk kez savunmadan saldırıya geçti. Tuhaf bir biçimde, TC’nin bölgesel emperyalizm eğilmi, iç politika kökenli oldu. Yoksa, onyıllara yayılmış bir savaş politikası yok TC’nin.
İki: TC, YPG’ye yardım etti bir zamanlar. Bunu unutuyorlar. TC izin verene ve Barzani TC sınırları içinden geçip, onlara destek verene kadar YPG, kılını kıpırdatamadı.
Üç: Savaş zaten 35 yıldır sürüyor, daha da süreceği de baştan belli ki 2 taraf da bunu istiyor ve bundan nemalanıyor. IRA 150 yıldır savaşta: Belki 20 yıl ara verdi ama şimdilerde savaşa geri döndü. Keza, ETA öyle. Bunlar, kendi aralarında uluslararası dayanışma yaptıkları için, ayrıca imlendiler.
Gelelim Kobani’nin tezlerine:
“Fırat'ın doğusu ile Afrin birbirine benzemez.”
Demek istediği şu: O bölgede biz deplasmanda değil, kendi evimizdeyiz. Ancak kendi topraklarında savaşanların daha kolay kazandığına ilişkin savaş tarihi verisi pek yok.
+
“Uluslararası faktörler bir kenara…”
Zurnanı zırt dediği delik burası. Onlar, hala inkar etseler de, artık dış destekleri çok çok azaldı.
+
“Afrin'de stratejik bir karar aldık ve savaşı sadece Afrin'le sınırlı tutmak istedik.”
Bunun birkaç anlamı olabilir: Savaşın yayılması bize aşırı zarar verirdi. İki: TC’yi durdurabilecğeğimizi sandık. Üç: Daha çok dış destek umduk. 3’ü de yanıldı ama.
+
“Türk ordusu herhangi bir yere saldırırsa, bu topyekün bir savaşa dönüşecek.”
Bir: Türk ordusu zaten saldırdı çoktan. İki: Ne Ruslar, ne ABD’liler Kürtler’e yardım etmedi bu kez, en azından yeterince yardım etmedi. Üç: Kimse henüz buna aymadı ama TC, S-400’leri alarak, o bölgede ABD’yi de, Rusya’yı da bloke etti. Kürtler o füzelerin kendi tepelerinde patladığında, ne olup biteceğini düşünmeye başlamaları gerekecek.
+
Dönelim 20-25 yıllık ana savlarımıza:
TC, ya emperyalist olur, ya parçalanır.
TC’nin bugüne kadar parçalanmamışlığı, çevresindeki en az 10 ülkenin parçalanmışlığı ve/ya ağır kriz yaşamışlığıyla bağıntılıdır.
TC, son 5 yıldır mikro emperyalist olmayı öğreniyor. Ancak, bunun da iç politikada izdüşümü şu: Demokrasisizlik.
Tuhaf olan durum şu:
Birçok ülkenin ekonomisini savaş batırmıştır ama bu TC için böyle olmayacak. Çünkü siviller, en ağır savaşın yaratabileceğinden daha ağır bir çekirge sürüsü işgali yıkımı yaratttılar: Savaşla eşit süre olan liberal son 35 yılda, 4,5 trilyon doları gömdüler. Savaş maliyeti ise, adım adım bunun %o 1’leri (trilyon yerine, milyar dolar zarar) düzeyinde oldu, oluyor, olacak.
+
Çıkış:
Yani, panorama çok açık:
Kürtler mafiş durumda.
Daha da acısı şu:
Salih Müslim, baba Barzani, baba Talabani, Öcalan, mücadeleden tasfiye edildiler ve gençler çok donanımsız.
Parti, lider ve savaş alanı bu 4 bölge içinde 3’er başlı. Belli koşullarda onlarca başlı. Örneğin, Kobani’nin dediğine katılmayacak QSD’linin çok olduğuna eminiz.
Moment savımız:
Erdoğan, savaş yoluyla istediği kadar başta kalabilir bu durumda. Sağ olsunlar, rakipleri ve düşmanları da onun ekmeiğine yağ sürüyorlar.
(19 Temmuz 2019)

Hiç yorum yok: