Cumartesi, Temmuz 13, 2019

S-400’ler Nezdinde: 1


En baştan yazıyoruz:
S-400’ler konusu, en baştan beridir, uluslararası siyasetin çok hızlı değiştiği son 1,5-2 yıldır, farklı farklı anlamlar taşıdı: Omakta olan, olabilecek olan, olması istenen, hep birbirinden farklı şeyler oldu. Konuya hep yeni yeni konucuklar eklendi.
Çok parçalı metinler olarak, bu konuları imlemeye, açımlamaya ve irdelemeye çabalayacağız.
Önce Akar, çünkü bu konudaki asıl sözsahibi kişi o:
“Şu anda yine Patriot konusunda da görüşmelerimiz devam etmektedir. Bu kriterlere uyum sağlandığı sürece, tabii ki ihtiyacımız olan uzun menzilli bölge hava ve füze savunma sistemi olarak Patriot’ların tedarikini de değerlendiriyoruz.”
Bu, Trump’ın ve ABD’nin ağzına bir parmak bal çalma durumu.
Erdoğan da bunu Trump ile görüşürken, uçak alma olarak dilegetirmişti.
Burada konu Türkiye’nin artık savunmaya değil, saldırıya yönelik bir dıy askeri açılıma geçmişliği. Türkiye, S-400’leri kullanmak için alıyor yani.
Bu, Akar’ın dış, Fidan’ın iç savunma tarzı ikilisinin çizgisi.
NATO, S-400’lere karşı çıkıyor olabilir ama zamanında, Batı Almanya Doğu Almanya ile birleşince, oradaki Kalaşnikof’ları Türkiye’ye vermesine ses çıkarmamıştı. Sonra silahlar kullanılınca ses çıkarmıştı ama boşa çıkarmıştı.
Bu işin öyle biteceğinden emin olmasak da, şu anda konunun ilerleyişi, Türkiye yaptı, oldu bitti, Batı seyretti, biçiminde. İlk izlenim bu. Şaşkınlıkla izlediler çünkü.
Akar için imlenecek ilk moment bu.
+
“Heras, Fransız haber ajansı AFP’ye demecinde, “Erdoğan’ın Türkiye’yi bir ‘Avrasya’ gücü olarak konumlandırdığı bir sır değil. Bu da Türkiye’nin, ABD ve NATO ile olduğu kadar Çin ve Rusya ile de ilişkilerini dengelemeye ihtiyacı olduğu anlamına geliyor” dedi. Heras, “Türkiye’nin sonsuza kadar Amerikan kampında kalacağının garantisi yok” diye konuştu.”
İşte, konunun özü bu.
Ancak, söylenenlerin tümünün birarada geçerliliği soru iminde.
ŞİÖ’nün askeri kanadı, ayrı ayrı Rusya-Putin ve Çin, Türkiye’yi askeri müttefik olarak görüyorlar mı, o belli değil henüz.
Erdoğan’ın Avrasyacılık’ı, daha çok bir oyun gibi.
Türkiye’nin de, AB’nin de, sonsuza kadar ABD-NATO vassalı olacağına dair, tabii ki bir garanti yok. Üstüne üstlük ABD, bu bozulmayı öne almak için elinden geleni yapıyor.
Moment bu yani.
Tek başına bakılınca S-400’ler, en azından önümüzdeki 5 yıl için, askeri açıdan belirsiz bir silah.
Kullanılacaklar tamam ama kime karşı?
Biz burada tuhaf bir tarihsel büküm öngörüyoruz.
ABD-İran çatışması geldiğinde, Türkiye o füzeleri İran’a karşı (doğrudan İran topraklarına yöneliklik kastedilmiyor) kullanmak durumunda kalacak ve bu ABD’nin işine gelecek. Türkiye, her zamanki askeri kabzımallık’ını eyleyecek yani.
Bu konuda ilk imlemek istediğimiz nokta bu.
(13 Temmuz 2019)

Hiç yorum yok: