Cumartesi, Temmuz 20, 2019

Fransa savunmasında 'kırmızı tim' dönemi: Bilimkurgu yazarları orduya destek verecek


Thomas Harris ve ‘Kara Pazar’ varken, bu iş kimseye düşmezdi, 45 yıldır.
Fransa aymış ama geç aymış. Bugün Wikpiedia’da ‘nükleer kirli bomba’nın nasıl yapılabileceği açıkça anlatılıyor. Bu durumda, bu iş ilimkurgu işi değil, genel kültür işi.
Gelelim olaya Fransız kalan Fransa’ya:
“Savunma Geliştirme Ajansı'nın (DIA) paylaştığı rapora göre, yazarlardan oluşacak ve 'kırmızı tim' adı verilecek ekip, ülkenin güvenliğini tehdit edebileceğini düşündükleri 'senaryoları' askeri stratejistlerle paylaşacak.”
Hemen devreye girelim:
İlk hedefler, nükleer reaktörler, çünkü Fransa Dünya’da en çok nükleer reaktöre sahip ülke.
“Raporda, dört ya da beş yazardan oluşturulacak ekibin stratejistlerin ön göremediği adımları hesaplamakla yükümlü olacağı belirtildi ve görevlerinin 'çok önemli' olduğu vurgulandı.

'Kırmızı tim' ayrıca, terör örgütlerinin ve yabancı ülkelerin gelişmiş teknolojiyi nasıl kullanacaklarını öngörmeye çalışarak Fransa’yı bekleyen olası tehditler hakkında ip ucu vermeye çalışacak.
Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, ülkenin askeri yenilik adına attığı bu adımı, "Fransa, bu yarıştaki tüm aslara sahip" diyerek değerlendirdi.”
Fransa’da halihazırda yaşayan zaten 5 ünlü / kaale alınacak bilimkurgu yazarı, ya vardır ya yoktur. Yani, seçilenlerin kimler oldukları baştan belli.
Fransa ve Mitterand, zamanında ‘Geleceğin Kısa Tarihi’ni yazan Attali’yi de danışman olarak kullanmıştı ama o uzun dönemli politik-ekonomik perspektif üzerinden bu konuyu işlemişti.
Artı ABD, 1980 gibi (onlarda pek bol bulunduğunu sanılan, yine akillerine) ‘Askeri Strateji 2000’i yazdırdı ama son 20 yılda o sistematiğin işlemediği kantılandı. Yani, bu işe dahileri sokunca, sonuç garanti olacak diye bir şey yok.
Peki, o dahiler yanıldı, diyelim.
Ne olacak?
Kelleleri gidecek mi?
Gitmeyecek ama gitmesi gerekli.
Hamama giren stratejistin terlemesi gerekli ki simülasyonu realist olabilsin.
​“Zapata adlı şirketin CEO'su Franky Zapata, Champs-Elysees bulvarında düzenlenen törende, kendi icadı olan kaykayla, elindeki boş bir tüfekle saatte 188 kilometre hızla uçmuştu.”
İşte, Fransa’nın olaya Fransız’lığı bu olmakta.
ABD de, benzeri bir gösteriyi 1984’te olimpiyatlarda sergilemişti.
Ancak bu işler şovla yürümüyor. Halkla ilişkiler olarak yürür belki ama savaş olarak yürümez.
Yüksek-teknoloji-perver’lerin önce şunu idrak etmesi gerekli:
21. Yüzyıl’da bile, bin yıllık Tatar yayı da, yetmiş yıllık Kalaşnikof da, aynı menzile sahip.
“Ordunun kaykayı test edeceği belirtilirken, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Twitter'da "uçan asker" videosunu "Yenilikçi ve modern ordumuzla gurur duyuyorum" notuyla paylaşmıştı.
Kutlamalarda ayrıca, ‘drone'ların sinyalini kesen, anti-‘drone’ silahlarının kullanıldığı da görülmüştü.
Ayrıca, Fransa'nın Mali'deki birliklerini de robotlarla desteklemek için çalışmalar yaptığı biliniyor.”
Başkomutan Macron:
O savaş baştan yitirildi, demektir.
Dıron, anti-dıron ve savaş robotu bölümü uygundur.
Ama Fransa, şimdilik 20 yıl geride başlamış görünüyor bu alana.
(20 Temmuz 2019)


Hiç yorum yok: