Eksik ve
dolayısıyla yanlış, tamamı ve doğrusu şu:
“Göçler
dünya tarihin değiştirmeye devam edecek.”
Tarihte
yazılı olarak yakından izlenen en önemli göç dalgası, Roma’nın yıkılmasına
neden olan ve 400’lerde başlayan Kavimler Göçü.
Roma,
yüzyşıllarca uyruklaştırmaya çabaladığı barbar kavimleri, nüfusu azalınca,
beleş istihdam niyetine, kendi topraklarına gönüllü almaya başlamış. Olar da
ilk iş olarak, Roma’yı yıkmışlar.
Araplar,
Türkler’i köle asker olarak almışlar, onlar da ilk iş Araplar’ı
köleleştirmişler.
ABD de,
şu sıralar tüketici kılamadı halkları haritadan silip, bir bölümünü tüketci
kılıp, geri kalanını da asgari ücretin yarısına çalışan göçmenler olarak kendi
topraklarında istihdam etmeşe başladı. Güney ABD’de 150 milyonluk Meksika’nın %
10’una denk gelen, 15 milyon Meksikalı çalışan var.
Sonra da
gelsin duvar örmeler: Çin Seddi Türkler’i durduramamış, onu düşünen yok.
Gerçekler
bunlar ama konuyu bir akademisyen ele alınca, hemen gelsin dezenformasyon
olmakta.
Bir
alıntı:
“Eskiden
ırkçılık, sadece biyolojik ögelerle açıklanmaya çalışılıyordu ama küresel
sürecin dönüşümünden sonra, ırkçılığın çok daha geniş bir yelpazede kültürel
ögeleri, din motifini ve birçok farklı motifi de beraberinde getiren bir
düşünce olduğunu da görmek mümkün.”
Yanlış,
silme yanlış.
Her
türden ayrımcılık / diskriminasyon, birden çok öğe içerir.
Peki,
nerede ekonomik öğe?
Biri
gelip, senin işini yarı fiyata yapıp, seni işsiz bırakırsa, sen ona düşman
olmaz mısın?
Olursun.
G-7
nüfusu, Dünya nüfusunun % 15-20’si.
Dünya
göçmen nüfusu, Dünya nüfusunun % 5’i.
Hem göç
alıp, hem göç veren ülkeleri hesapdışı bırakırsak, gelişmiş ülkelerdeki göçmen
oranı % 20-25’tir, gibi bir çıkarsama olur ki veriler bunu doğruluyor zaten.
Almanya,
1960-1980 arasında Türkler’i misafir
işçi olarak aldı. Başına vatandaş olarak
1-2 milyon kişi kaldı.
Bundan
hala ders almıyorlar.
“… Almanya’da
herkes “göçmen krizi” kavramını kullanıyor.”
Ona ‘göçmen
felaketi’ demek daha doğru, en azından ölen göçmenlerin bakış açısından…
“Çünkü
mülteci hareketleri, Avrupa’da hem yeni milliyetçi, şoven, hem de sağ popülist
hareketlerin hepsine güç kazandırdı. Mültecilik, göç ve İslam meselelerinin bu
hareketlerin güçlenmesinde ön plana çıktığını söylemek mümkün.”
Eksik
bilgiler şunlar:
AB
ülkelerinin halkları artık üremiyorlar. Hem nüfus yaşlanıyor, emeklilik
maliyetleri artıyor, hem de genç ve ucuz işçi bulunamıyor. Bunun için, gelsin
göçmenler deniyor.
Göçmen
yaratmak için, savaş yaratılıyor, onu yaratmak için, Arap Baharı gibi, saçma
sapan tezler üretiliyor.
Bu bir
kısırdöngü, tıpkı Kavimler Göçü dalgaları gibi. Roma’nın kendini yıkması en az
100 yıl sürdü, AB de Brexit ile o yola girdi zaten.
Sonra ne
mi olacak?
Koskoca
Roma İmparatorluğu’nun kağıda dökmedi Roma Hukuku’nu barbarların kağıda dökmesi
gibi, bu yeni barbarlar da yıktıkları uygarların değerlerini taklit edecekler,
tıpkı büyükçülük oynayan çocuklar
gibi…
Olup
biten budur özetle…
(9 Temmuz 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder