Perşembe, Temmuz 04, 2019

Çin, ABD ve Global Hegemonluk


Önnotlar:
Bir: Türkçe ‘Yeni İpek Yolu’ dergisini okuduğumuzda, Çin’in kullandığı yeni emperyalist ve global hegemonluk dilinin (Trump’ınkinden) ABD’ninkinden veya Erdoğan’ınkinden pek de farklı olamadığını gördük. Tez, aynı tez: Biz Dünya’ya iyilik yapıyoruz ki bu arada 10 milyon ölü ve 100 milyon göçmen var ortada.
İki: Çin’in neden ilk aşamada emperyalist olamayacağını, daha çok bunu ilk kez deniyor olmasına bağladığımız tezimiz aynı.
Üç: Tamam, Çin 1999’da geldi ve Türkiye’ye stratejik ortaklık teklif etti ve Türkiye bunu algılamadı bile ama Çin’in bula bula, 50 yıllık hempalarının eksi zekalı ve eksi bilgili torunlarını bulması büyük hata.
Dört: Yani Çin, kendine Türkiye’de nitelikli eleman olarak, solcu geçinen Adnan Akfırat’ı değil, muhafazakar sayılan Eyüp Sarıtaş’ı seçse gerektir ki bunu tarafsız bir global-anarşist (hegemonsuzlukçu ama ortak çalışmacı) olarak yazıyoruz. Diğer bir deyişle, kılavuzu karga olanın sonu belli, 50 küsur yıldır belli yani.
+
Çin ile ilgili yazılan uluslararası metinler, hep aşırı manipülatif. Bu kezinde, arada (az manipülatif) bir metin okuyabildik şükür.
Alıntı:
“İran’ın Amerika’yla olan mücadelesi, ülkeyi Çin’e daha da yakınlaştıracak ve Çin’le yapılan ticaret de, zaten İran’ın enerji ticaretinin neredeyse üçte birini oluşturuyor. Çin’in İran’la olan enerji bağları, Trump yönetiminin yaptırımlarının bir sonucu olmanın yanı sıra Pekin-Washington ticaret müzakerelerinin karmaşıklıkları nedeniyle de azalabilirken, Çin ve İran, eninde sonunda aralarında işbirliği yapmanın ve ABD’yi engellemenin bir yolunu bulacak.”
Meali:
ABD artık tekkutuplu hegemon veya global birincil güç değil artık. Herkes, ABD’den ve dolardan uzağa kaçmanın yolunu arıyor ama bunu çok çok yavaş eyliyor.
AB de, dolardan değişik bir tedavül sistemi denemesine girdi bile.
Sorun, herkesin ABD’den çok korkmasında. ABD korkulmayacak bir ülke değil ama korkunun ecele yararı yok. Bir de, eğer şimdi hızla dönüşüm gelmezse, AB ve Dünya’nın geri kalanı da ABD ile birlikte batacak.
+
Alıntı:
“Washington, Avrasya’dan yarım dünya uzaktadır.”
İşte bu hata:
ABD Dünya’ya yalnızca bir tık yakınlıktadır.
Daha İngiltere zamanında global uzaklıklar, hegemonlar için büyük sorun olmaktan çıkarılmıştı.
+
“Bir başka ifadeyle Çin, artık çoktan Ortadoğu’da.”
Çin’in emperyalizmdeki en büyük sorunu şu: Küçük düşünmek:
Uçak gemisi Varyag’a Doğu Akdeniz’de tur attırarak Ortadoğu sorununun içinde olunmaz.
Bir de, Kuzey Suriye’deki Çin Uygurları’na karşı aktif savaşa girmek istenerek de, Ortadoğu’da olunamaz.
Küçük beyinlilik tam da budur işte.
ABD de tam da bunu yapıyor işte.
Çin de nedense buna takılıp kalacak işte.
O nedenle, AB çözülürken ve Çin de bu türden emperyalist olamazken, Dünya daha uzun süre yokkutuplu kalacak gibi…
Metin bunu çok güzel imliyor ama kulağını tersinden göstererek:
Yapılmasını global-güç olmak saydığı şeyler, Çin’i tam da  başlamadan bitirecek şeyler aslında…
Sorumuz şu:
Çinli bir uzman bu metni okusa, ne düşünür ve ne der ve ne yapar acaba?
Bizim tezimiz şu:
Hiçbirşey değişmez onlar için.
Çin de, farklı düşünenleri sevmiyor zaten.
Bunu, Tienanmen Meydanı’nda yok edilen, o tank önündeki kişi öyküsü ile epeyidir biliyoruz zaten.
(4 Temmuz 2019)

Hiç yorum yok: