Öncelikle,
her 2 kuşak da bilmem kaçıncı kuşak monark oldu / olacak, ilk değil.
Her 2
kuşak monark da, 1789 Fransa Devrimi ardılının izleri, yani kraliyet
monarşizminin ardılları ve artıkları.
1920
neo-monarkları, faşizmi ve reel sosyalizmi tanımladı. Bunlar tarihte ilk
momentler oldu.
2020
neo-monarkları ise, tekrarın tekrarı
bir hikaye olacaklar: Bilmem kaçıncı liberal
geçinen kölelikçi, muhafazakar geçinen ama aile kurumunu yıkmış, yerleşik
talancı, 1980 neo-n-liberalizminin getirdiği monarklar.
Not: 2020
itibarıyla, Dünya da ve hatta AB’de bile, epeyi eski monark kalmıştı.
2020
değil, daha 1920 itibarıyla, bir 1920 neo-monarklarıyla yakınlaşan, onları
iktidara getiren ve hatta onları yöneten neo-monarklar vardı ama bir de onlarla
hiç etkileşmeyen ve onlardan uzak duran oligark-neo-monarklar da vardı.
İşte bu
2020 neo-monarklarının bir bölümü, o ‘iktidarla yakından etkileşen’ 1920
neo-monarkları türünden bir ürün veya artetki durumundalar.
Yani,
2020 monarşisi tümüyle bir kültürel artetki dizisi: Dalaga kırınımı saçağı
dizisi gibi.
1920
neo-monarkları militarist idiler, 2020 neo-monarkları askerlikten hiç
anlamıyorlar.
2020
neo-monarkları siyaset üzerinden iktisadı tümüyle yönetseler de, iktisattan da
hiç anlamıyorlar, çünkü neo-ekonomik
parametreler var epeyidir (2010 ertesi belki).
1908
neo-liberalizmi şunu yarattı:
Devleti
fiilen sıfırlayacağım derken, ekonomide devlet gücünü yeniden % 100’e
limitlediler.
Bunun
sonucu olarak:
2020
neo-monarkları, siyaset üzerinden iktisada hakim oldular.
Reel
sosyalistler devlet kapitalizminden mafya-oligark kapitalizmine dikey düşüş
yaparken ve devleti sıfırlarken, karşıtları onların yapacağını yaptı ve bu
durum, onları duble negatif ayırtsızladı.
Makro-makro
ölçeğe doğru kameramızı antizumlarsak:
Bunun Dünya
Sistemi modelindeki makro sikluslara
(2000-2200 çöküş dönemine) uyması önemli. Hem neo-monarkların
bireyselsizliklerini imliyor, hem de bireysel olsalardı da bir şey
yapamayacaklarını imliyor. Asimptot belli yani.
Bu
bağlamda, Trump-Clinton ikilemi çok açıkseçik olarak anlaşılabiliyor:
Onlar
da, bir diğerinin yapacağını yapıyor: Clinton zenci-kadın geçişiyle, Trump
apolitik oligark geçişiyle
Tarihte
oligarkların o ya bu biçimde tiranlık kurduğu örnekler çok. Roma’da ve Çin’de
bile.
Saptama-sorunsal:
Bu 2020
neo-oligarkları ve neo-monarkları, uzun süreli iktidarda kalabilir gibi
değiller, tarihsel koşullar olarak, bireysel yetenek olarak.
Tarihte,
padişahların 6 ayda bir devrildiği dönemler de var.
Ancak
gidişat, kaos ve kargaşaya doğru, karmaşa ve karmaşıklığa doğru değil.
Rasgelelik var ortamda, raslantısallık değil.
Böylelikle,
2 tarafın kulaklarını ters göstererek yüceledikleri devletçilikler, kendi
devletlerini yok etmiş oluyor, hem de en az 10 makro ülkede.
İroniye
bakar mısınız?
Neo-oligarklar
ve neo-monarklar ise, bildiğimiz ikindi vakti padişah cücesi: Gölgesini görüp,
kendini büyük sanıyor.
Tarihin ikindi vakti çünkü.
En
kötüsü ise şu:
Tarihin
geçici de olsa, yeni-günbatımı henüz
gelmedi: Koısmetse 2200 gibi.
Şarkımız
öyleyse şu olsun:
Engiindee
yavaş yavaş, yavaş yavaş...
(18 Mayıs 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder