1960’lardaki
çocukluğumda ve 1970’lerdeki ergenliğimde, tarih açısından 3. Dünya gecikmeli
olarak, rasyonelizmin, yanısıra pozitivizmin ve mekanik gerekirciliğin aşırı
yüceltildiği bir dönem yaşadım.
1980
neo-libearilizmi kendiliğinden tanımlı olarak irrasyonel bir ideoloji oldu.
Sürdürülebilir artan borçlanma gibi, ekonominin tüm rasyoneltisine aykırı bir ideolojiciğe
dayandırıldı.
Bunun tüketim
ideolojisi 30 yılda, Aydınlanma’dan beridir yaratılan tüm akılcılığı sildiği
süpürdü, 1. Dünya’da bile.
İnsanlar
yürümeyi ve konuşmayı bile unuttular, o kadar yani.
Nasıl ki
bir anarşist olarak fiili devletsizliğin feci sonuçlarını dehşet içinde
izliyorsam, ister istemez rasyonelist kanatta kalan biri olarak,
irrasyoneliteyi kitlede gözlerim faltaşı gibi açık izliyorum.
Bunun
bir yararı oluyor:
5 bin
yıllık tarihte akılıcılık, hepi topu 300-400 yıl egemen oldu. Geri kalan 4.600-4.700
yılın saçmalığını yeniden bizzat gözlemek şansıın buldum.
İbn
Fadlan metinlerim, bunlara ilişkin notlar.
Bu konu
daha yazılıcak. Nokta. Es.
(30 Mayıs 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder