Anomi
anarşizm tartışmalarında karşıma çıktı. Burada imlemek istediğim, Durkheim
tarafından kullanıldığı çin, anominin ancak arkist olabileceği.
Gelelim
bir kez daha tanıma:
“... condition
in which society provides little moral guidance to individuals...”
Toplumun
bireylere çok az ahlaki rehberlik sağladığı durumlar.
Bu,
hangi durumlarda böyle olabilir?
Aslında.,
hep öyle olması gerekir. Çünkü tersi durumda değil, toplum değiml, sürü olur
sonuç, oldu da, oluyor da.
Sonra
azınlık olma durumu olur: Bir azınlık Alevi’ye Sünni çoğunluk toplum, ahlaki
rehber olamaz zaten. Tanım gereği kendiliğinden böyle olur.
Devamında:
Eğer
toplum çokkültürlüyse, bir bakıma gerçek çoğunluktan söz edilemiyorsa, toplumun
kendisi tanım olarak bu rehberliği üretemez. Herhangi bir değer yargısına
sabitçie odaklanamaz çünkü, Brown hareketi yapar.
Bir de,
kaos dönemlerinde böyle olur. İronik olarak ikilem şu olur o dönemlerde:
Herkes
kendi başının çaresine bakmaya kalkacağı için, bireysel olarak kullanılmak
üzere değer yargısı üretecek toplum birliği kalmaz ortada.
Anarşistler
ve Ursula K. Le Guin ‘Mülksüzler’de bunu didaktik olarak savunur: Böyle olması
gerekir babında.
Oysa,
kendi yaşamımın öyküsünden hareketle, bunun geçersizliğini açımlayayım:
Ben 3
yaşımdan beridir ateistim. Babam gençken ve kendisi de ateistken, kendi gitse
bile, bizi bayram namazına götürmezdi. Dinsel açıdan özgür bıraktı biz 3 erkek
kardeşi. Bırakmasaydı, babamı rol modeli seçebileceğim için, şu an mümin olmuş
olabilirdim pekala. Burada, rehbersizlik olarak da losa, babam bana ateizm için
bir rehber oldu. Bunu istedi veya istemedi ayrı konu.
İnsan
ahlakını ailede kazanır. Aileyi de devlet biçimlendirir. Bu, reel sosyalist
devlette de böyle oldu, faşist devlette de, şeriatçı devlette de.
Anomi,
ergenlik çağında insan sıfırdan yoğrulurken geçerli olabilir böylelikle. Zaten,
yatılı okul kültürü ve kampüsü onun
için gereklidir.
Çünkü
tarih, 200 yıllığına kafaüstü gidiyor. Değer
yargıları yalıtılmazsa, güneş görmüş kar gibi erir gider yoksa.
Şimdi
gelelim bireysel tavrıma:
Anomiye
karşı mıyım?
Sanırım
hayır.
Denenip
sonucunun oluşmasını yeğlerdim. Yanılacağını düşünürdüm ama şans da verirdim
ona.
O
nedenle, yine yeni yeniden komünleri savuyorum: Yeni toplumsal deney kampüs alanları olarak.
Kendim
için değil ama. Kendim içinse şu:
10
milyonluk bir yığının içinde, asal-yalnız
adalığımı gömülene kadar taşımayı yeğledim, yeğliyorum, yeğleyeceğim.
Bu da,
bir anomi sonuçta.
(18 Mayıs 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder