AFL
mezunları, 2003’ten veya 2006’dan beridir, bir 3. Bahar projesiyle meşgul. Bir
tür site sözkonusu.
1967
mezunları içinde 1949 doğumlular var. Evler en erken 2018’de teslim
edilecekmiş. 2019 onlar için yaş 70 iş bitmiş demek. 1015 senede bitirilemeyen
proje demek.
Sonra,
kendi açımdan düşündüm:
Yaşlılığımda,
ne AFL’lilerle, ne de BÜ’lülerle birlikte olmak isterim. Zaten şu an için bile
onlardan görmek istediğim 1-2 kişi var ancak.
Kimlerle
yaşlanmak isterim peki?
Yalnız
yaşlanacağım belli. Bu bir isteme veya istememe durumu değil. Durum yalnızca.
Ancak
olabilseydi, felsefe veya matematik köyü veya Gümüşlük Akademisi hayalimdi.
Onlar da becerilemedi. Türk gibi başlandı ama devamı getirilemedi.
Benden
önce ölen aydın yaşlılar, 70 gibi el ayak kesilmesinden söz ederler. Benim en
büyük ajantajım, yürürken zaten hep ızdırap çekiyor olduğum için, beynimin
gövdeme zulmetmesinin, göreli daha kolay olacak olması gibi bir şey.
Akademik
kuralları habire değiştiriyorlar. Tezsiz mastır için hocalık hakkı verilebilir.
Bana uygun, bir İstanbul ili dahilinde ama merkez dışında bir kampüste, yarım /
çeyrek gün çalışma olanağı olursa, önümüzdeki 5 yıl içinde bana en uygun
seçenek o olur. Kampüs olanakları ile huzurevi olanakları aşağı yukarı aynı
zaten.
Burada
bendeki en büyük değişim şu:
Bir
zamanların en ezki ve en bilgili AFL ve BÜ mezunlarının en geç 2000’de ve yaş
40 gibi, beynen kafaüstü indiklerini gördüm. İstisnasız.
Zaten
halktan gelmeyim. Ayılaşmış kibar yerine, ayı oğlu ayı tercihimdir. Bu da, seyyar sahhaflık mesleğimin halk-içi
durumu için bir not.
Yolculuk
ve sürgün seçenekleri, zihnimde giderek sönmekte.
Gerisi,
56 yıllık zulmün devamı yalnızca.
(25 Mayıs 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder