Yeni
zenginlerde ‘trend’ler de değişmiş.
Eski
zenginler, paralarını daha çok borsaya ve yatırım fonlarına yatırırlarmış.
Yeni
zenginler, sapa iş alanları bulmuşlar:
Örneğin
uçak kiralama gelişmekte olan bir yatırım alanı. Yatırımcıların parası
kullanılarak uçak satın alınıyor ve havayolu şirketlerine kiralanıyor.
Bu
uçaklar satıldığında yatırım yapmış olanlar parasını geri aldığı gibi, sadece
kiralama gelirlerinden de yıllık yüzde 9 gibi bir kâr payı elde ederler.
“İngiltere’deki
zenginlerin yöneldiği yatırım alanlarından biri de çiftlikler. ... Bu alanda
yapılacak yatırımların yıllık kârının yüzde 4 civarında olacağı, ayrıca zaman
içinde toprağın da değer kazanacağı tahmin ediliyor.”
Görüldüğü
gibi bunlar reel sektör alanları.
Yani,
neo-ekonomik parametreler, dönüp dolaşıp eski iş alanlarını sağlam buldu.
Reel
sektörlerin en olumsuz yanı, işin başında kendiniz durursanız, karınızın artacak
olması. Oysa ki bu eski veya yeni zegin rantiyeler bunu istemezler.
Bu
arada, eski olsun, yeni olsun tüm zenginler, aynı lüks tüketim markalarını
kullanırlar. Moda oludkalır dönemlerde yani. Bu açıdan aynıdırlar yani.
Eski
olsun, yeni olsun zenginler, nedense sanat ve kültür alanlarına yatırım yapmayı
pek sevmezler. Dünya’da boşta gezen para belli, müzayede sektörünün global
yıllık cirosu belli. Düşük bir yüzde.
Burada
en önemli ayrıntı şu:
Teknoloji
alanlarına zenginler yatırım yapmıyorlar, teknoljiden 8kazara veya kenid
çabasıyla) zengi olmuş şirketler yatırım yapıyorlar. Dünya’daki yıllık
patentlerin en önemli bölümünü, IBM, Apple ve Google gibi şirketler yaratıyor,
bu yeni zenginler değil.
Tüm bu
veriler, zenginlerin ve onların yatırımcılarının hayal gücünün eksi olduğunu imliyor bize.
(24 Mayıs 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder