Salı, Mayıs 10, 2016

Kelime oyunları zihnin sırlarını açıklıyor

Bir araştırma:
““Bir sebze adı söyle!”
Bu soruları cevaplayan insanların yüzde 90’ı son soruya “Havuç” diye cevap verir.”
Bu, İngiltere için böyle ama Türkiye için de böyle demek değil.
İngilizler için neden şuymuş:
“Bu basit veri, beynimizin bilgiyi nasıl organize ettiği konusunda ipuçları sunuyor. Onlarca sebze vardır ve onları ne kadar sevdiğinize bağlı olarak birçoğunun ismini sıralayabilirsiniz. Önce hızla birkaçını söyler, sonra bazılarını unutarak biraz yavaşlarsınız. Bunların ismini hızla saymanız gerekiyorsa ve bu baskıdan dolayı daha fazla unutuyorsanız en bilinen sebzeye yönelerek onun adını söylersiniz: Ve bu da çoğu zaman havuç olur.”
Bunun nedeni de, en çok gördükleri sebze o olduğu için olabilir, çünkü ingitere’de sebze bol değil ve havuç 4 mevsim ortalıkta olan ender sebzelerdendir, Türkiye’de bile.
Burada daha önemli olan şu:
Baskı altında zihnin en kolaya yönelmesi.
Oysa, felaket koşullarında bunu yapmak, kendini ve başkalarını ölüme götürmek demek olur.
Devam:
“Ama bazı sakıncaları da vardır: Benzerlikleri nedeniyle birbiriyle bağlantı kurduğumuz şeyler arasındaki bu bağlantılar her zaman mantığa dayanmaz.
Başka bir kelime oyunuyla bunu açıklayalım. Yanınızdaki kişiye hızlı bir şekilde yirmi kez “süt” dedirtin. Sonra da “İnekler ne içer?” sorusuna hızlıca cevap isteyin. Çoğu kişiden “süt” cevabını alırsınız.”
İşte bu bağlantıdır insana tehlike getiren.
İşte o nedenle, Mersin’e değil, tersine giden insanlar, felaketlerde daha yararlıdır.
Şerh:
Bunlar zihin ve bunun nörolojisiyle ilgili değildir, kültürel yazılımlar, yani aktif Pavlov koşullandırmalarıyla ilgilidir.
Herkes, hangi durumda ne giyeceğini, ne diyeceğini ezbere bilir ama ezber bozacak durumlarda durum kilitlenir.
Bu konuda daha çok yazmak gerekli. Nokta. Es.

(7 Mayıs 2016)

Hiç yorum yok: