Gür
saptamalarının haklı çıktığını gördüğüm ama bu saptamasına katılmadığım biri
ama o böyle dediği için de bu durumu irdeleyeceğiz:
“Halka
iyi anlatılırsa halkın yeni Anayasa'ya evet diyeceğini düşünüyorum. 2001
krizinde bir anayasa kitapçığının fırlatılmasının Türkiye ekonomisine neler
kaybettirdiği kamuoyuna çok iyi anlatılmalı. Bu yapılırsa halk, yeni anayasaya
ve başkanlığa yüzde 60 evet der.”
Öncelikle
tersinden bakalım:
% 50,1
yeter, % 60 gerekmez bunun için. Referanduma katılım da düşerse, fiili orna çok
daha düşük olsa da olur.
Buraya
kadar sorun yok. Sonrasında var:
Gür şunu
irdelememiş:
Erdoğan
x AKP x seçmen.
Bu;
Özal-Akbulut-ANAP ve Demirel-Çiller-DYP için 2 kez daha böyle olmuştu ve şu an
ANAP ve DYP diye 2 parti diye bir şey yok ve bunun tek nedeni o süreçler.
Davuoğlu
olayı ise, bunun AKP için de geçerli olduğunu açımladı gibi.
Devam:
“Türkiye'yi
kim yönetiyor sorusunu sorduğumuzda şu cevabı alıyoruz. % 62.3 "Türkiye'yi
Erdoğan yönetiyor" diyor. Halk Türkiye'yi hükümetin değil Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın yönettiğini düşünüyor. Bu soruyu dünyada sorsak, bu cevap % 90'lara
çıkar. Dünya'da Türkiye'yi Erdoğan'ın yönettiği algısı daha yüksek.”
İşte
açmaz burada:
Bunu
Putin de yapıp, 30 yıl başta kalmış olacak.
Erdoğan
da bunu istiyor.
Ama ya
seçmen, ama ya Dünya ve asıl G-7?
Unutmayalım:
Erdoğan’ı seçmen seçmedi, G-7
seçtirdi.
Bu bir.
Sonra,
Erdoğan’a karşı olma durumu % 50-50 ortada.
Bu iki.
İnebilir
de, çıkabilir de.
Ancak
Erdoğan, oranın inmesi için çok uğraşıyor.
Sonra,
anayasa ve başkanlık kabul edilirse, nereye varacağımızı da Gür söylememiş.
Buradan
çıkan sonuç, hafiften Gür’ün terazi kefesinin dolmaya başladığı ve saptamasının
nesnel olmadığı yönünde.
(9 Mayıs 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder