Türkiye’de
bilmem kaçıncı kuşak sermaye birikimi ve birikimlerin el değiştirmesi 1983’te
başlatıldı. 2013’e kadar olan 30 yılda, artık koleksiyon malzemelerine yatırım
yapılır duruma gelindi. 1990 saptamasıyla Türkiye’de resim koleksiyonu oluşumu
pratikte sıfırdı ki bu, bir galericinin bizzat bana o tarihte ifade ettiği bir
durum idi.
25 ylda
gele gele yılda 100 büyük müzayedeye ve 500-1.000 küçük / tepsisel / çöpsel müzayedeye
vardık.
Beyoğlu’nda
onlarca vintac dükkan açıldı ama 5 yılda ilk kuşak ringe havlu atıp, devren
kiralık ilanları asmaya başladı bile.
Büyük
müzayedelerde her müzayedede 1 milyon lira civarında ciro hedefleniyor. Küçük
müzayedelerde ise, yılda 40-50 mezatta 100 bin lira ciro hedefleniyor.
Her iki
tarafın da ortak yönü şu:
Aynı
mallar dolanıp duruyor. Büyük müzayadelerde para aklanıyor (bu konuda 3 kitap
çıktı Türkçe’de) veya koleksiyonerler artık vefat ediyor veya mal sahibi iflas
ediyor veya vd / vb.
Hurdacılar
da mezat yapıp internette mal satar olduğu için, taze mal çıkmıyor. Yani, ilk
kuşak kültür metaları ticareti düğümü yaşanıyor şimdi ve burada.
Nokta.
Es.
(12 Mayıs 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder