24 film.
6’sını
izlemişim ancak.
Sonra
düşündüm:
Beni en
çok etkileyen sevişme sahneleri hangi filmlerde idi diye?
Anımsamakta
zorlandım. Bu da, yaşlandığımı imliyor, bir de uzun süredir sinema salonuna
girmediğimi, bir de epeyi porno seyrettiğimi.
Bildiğim,
40 yaş altındakilerin sevişmesinin en az 5 yıldır bana cazip gelmediği.
Ve aynı
zamanda da:
‘Kadın
Banker’ filminde, Romy Schneider’ın Udo Kier’e söylediği şu söz:
“Bu iş,
40’ından sonra, saten çarşaflarda bile olmuyor.”
Bu sözün
benim için gençken de, morukken de geçerli olduğunu gördüm.
Porno
filmlerde, kadın sevişenin hispanik-esmer olmasına doğru eğilim göstermeye
başladığımı da gördüm. Eskiden tam beyaz tenli kadınları yeğlerdim.
Sarı
ırktan olanların sevişme sahneleri tuhafıma gidiyor. Çocuklar rol yapıyormuş
gibime geliyor.
Son 5
yılda, verebileceğim en güçlü örnek şu:
Hannibal
Lecter’in kadın psikiyatrist ile sevişmeleri. Sonradan lezbiyen olanla.
Örneklerden
bana en yakın olanı, Clive Owen ile Monica Bellucci’nin sevişmesi.
‘Eve
Dönüş’ filmindeki, Jane Fonda Jon Voight sevişmesi beni katıla katıla
güldürmüştü.
Bunu
yazarak sözü bağlamış olayım.
Çünkü:
Sevişmek
sizi güldürüyorsa, sevişme zamanınız geçmiş demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder