"Çocuklara
sağlıklı rekabeti öğretmeliyiz."
David
Baron, Psike Art, Rekabet.
+
Eşit
koşullardaki yarış-ımsı-oyun, keyifli de olabilir. 1,35 milyonda 96 kişi
seçilip, 50'sini kafadan geçtiğini görüp, 20'sinin de seni kafadan geçtiğini
görüp, yarışa başlamak, benim açımdan eğlenceliydi: Zeka ve bilgi yarışı yani.
AFL'den sonra, bir de BÜ'de aynı durumla karşılaşmak, beni çifte şaşırtmıştı,
tüm zekiler AFL'de sanıyordum ve RC ve Alman Lisesi olgusunu bilmiyordum o
zamanlar. Zeki, maço ve kılıbık bir erkek olarak, kendimden zeki kadınlar, beni
hep eğlendirdi (tavus kuşu gibi tüylerini pek bi’ kabartırlar), yarışa ve
rekabete gark etmedi ama. Epistemik demokrasiyi severim, yeneceğim maça çıkıp
fark atmak, ahlakıma uymaz, en azından epistemik ahlakıma. Zeki bir kız
arkadaşımın dediği gibi: Benimle zeka oyunu oynayacak birilerini aradığım
söylenir hep. O, benimle oynamayanları dövdüğümü
söylemişti ama buna hiç katılmadım. Yineliyorum: Kazanma yarışı değil, eşit
koşullarda oyun. Herkese öneririm, insanı geliştiriyor. O nedenle, fizikte
Einstein ile, coğrafyada Eratosthenes ile yarıştım: En iyilerin en iyileri ile.
Bu, insanı insandan ve beyinden başka bir şey yapıyor.
(24 Mayıs 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder