Oya
Baydar, hemen hiçbir düşüncesine katılmadığım biri ama bu kez katıldım
kendisine:
“Bu
tabloya bakınca ‘Dibe vurduk!’ yargısı, toplumun geniş kesimlerinde hızla
yayılıyor.
...
Yani
henüz dibe vurmadık, dip çok daha derinde ve oraya varmadan yolda boğulma
tehlikesi var.”
Başına
bakalım saptamanın:
Bugün bu
ülkede 1947’liler / 1968’liler olarak simgelenen kuşak 65 yaşında. Onlar, bunun
çok daha kötüsünü gördü. Ama unuttular ve inkar kültüne sığındılar.
1980’de
600 bin kişi işkence gördü ama henüz bugün görmedi.
O
günlerde bugünlerin bombaları yoktu. TSK bir atışla bin kişilik merkezi
silemiyordu haritadan, uydu verileri de yoktu.
Dip ne?
100 bin
ölüden hareketle 500 bin ila 1 milyon ölü: 100 bini Türk ,900 bini Kürt.
Buna 3
milyon göçmen dahil değil ve löülerin yaptığı yıkımın 100 katını göçmenler yaptı, yapıyor, yapacak.
Sonuna
bakalım saptamanın:
Yolda
boğulma tehlikesi yok. Orta Çağ bin yıl sürdü ama 4 kez (400 Hun, 800 Viking,
1200 Moğol) yıkım dalgası ve 4 rönenans ile. 4. Rönesans 1600 tarihli idi ve
asıl-sonul çıkışı getirdi ancak.
Bugün
Dünya’nın tümü Orta Çağ’da ama çıkış olanağı yok. ama bildiğimiz bir siklus
var: Global yıkımlar maksimum 200 yıl sürebiliyor. 2000-220 arası yıkım dönemi,
bu kesin ve bunu yaratanlar hem zalimler, hem mazlumlar, yani bütün insan türü
bundan sorumlu.
Artı,
Orta Çağ’lar ve global yıkım siklusları mayalanma olarak işlevsel.
Yeni
Kavimler Göçü de başladı zaten.
TC,
hemen her konuda olduğu gibi burada da, % 1-1,5 oranla müdahil duruma.
Örneğin
Kürtler, 4 ülkede birden TC’deki durumda: Suriye, Irak, iran, Türkiye. Ülke
istiyorlar, bedelini ödüyorlar ve yanlış odaklara sırtlarını dayadılar. Baydar,
TC Kürtleri’nin hatalarını görüyor ama diğerlerininkini görmüyor. YPG, PKK’den
daha beter olacak örneğin.
Ancak
Baydar, şunu doğru söylüyor.
“...mesela
terör eylemleriyle Erdoğan’ı yıpratacağını, düşüreceğini sanması ki her terör
eyleminde, her şehitte Erdoğan güç kazanıyor ...”
Ama bunu
geç söylüyor. 1983’te söylemesi gerekirdi.
Şunları
da söylemesi gerekir.
Devlet
başa olmazsa, kuzgun leşe, var.
Savaş
kuramı okumayan ordu yenilir.
Bir de
hezeyan insana söyletir durumu var Baydar’ın:
“Beslediği
karga (IŞİD), Kilis’te göz oymaya başlayınca, Erdoğan saplantı haline getirdiği
Suriye’ye yürüme çılgınlığının bahanesine kavuştu.”
İyi de
Baydar, bir eski-komünist olarak, emperyalist kapitalizmin son adımının hep
savaş olduğunu neden bilmiyor ki acaba?
Dünya’da
da Türkiye’de, 1980 neo-liberalizmi bitti. ‘1983, 1993, 2003’ üç adımının son
adımı Erdoğan, son bir sıçrama arzusunda yalnızca. Yoksa, yargılanabilir.
IŞİD’i
TC yok edebilir mi?
Evet.
Ama çok
pahalıya. Para ve can olarak.
Batı
IŞİD’i yok edebilir mi?
Edebilseydi,
ederdi. Atom bombası da atamıyor işte oralara.
Erdoğan,
AB ve ABD ile pazarlık ediyor mu?
Evet.
Kazanabiliyor
mu?
Hayır.
Çünkü ticareti bilmiyor.
Sonuç?:
Başta
söylediğimiz gibi, hep birlikte dibe
ve dibin sonu yok ve dip kötü değil.
Evet
Baydar, yangında (ilk değil) son kurtarılacak şeyin ne ve/ya ‘Fahrenheit 451’
kitabın ne?
Hala
‘Komünist Manifesto’ mu, yoksa Stalin’in kitapları mı?
Bellegarrigue
oku bir de, senin için çook geeç olsa da...
Dipnot:
2002’de
kendisi Erdoğan konusunda göbek atarkene biz, Hoca kızını testiyi kırmadan
döver, idik.
(11 Mayıs 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder