Salı, Mayıs 10, 2016

Müslüman Londra Belediye Başkanı

Vay be, tarih nelere kaadir:
“Londra belediye başkanlığı seçimini kazanarak, partisinin yeni lideri Jeremy Corbyn'e örgüt içi mücadelede nefes alma fırsatı veren Sadiq Khan, aynı zamanda İngiltere'de Müslüman bir politikacının yükseldiği en güçlü pozisyona yerleşmiş oldu.”
Öncelikle, bunun ABD içindeki zenci başkan hikayesine dönmekte olduğunu vurgulayalım.
Sonra, asıl konumuza devam edelim:
“Belediye başkanlığı yarışında, Khan sınıf farklılığını sembolize eden bu çarpıcı zıtlıktan yararlanırken, Muhafazakarlar’ın kampanyası da her fırsatta, eski bir insan hakları avukatı olan Sadiq Khan'ın ‘radikal görüşlü Müslümanlar’ ile aynı platformları paylaştığı, güçlü bir makama gelmesi için tehlikeli bir kişi olduğu temaları üzerinden yürütüldü.
Öyle ki Muhafazakar Parti içinde bile, bu stratejinin yanlış olduğu, ırkçılık olarak yorumlandığı ve partiye zarar verebileceği görüşleri dile getirilmeye başlandı.”
Ne kadar çok hata birarada:
İşte bu bakış açısı, 2010 sonrasında Dünya’da 2 milyar kişinin ABD’den nefretini sağladı. Demek ki İngiliz muhafazakarları / ‘neo-con’ları da aynı yolda.
Düşmanını ancak düşmanının silahıyla yenebilirsin ki burada o mazlumluktur. Oysa muhafazakarlar, güçlü-zalim rolünü bile isteye seçmişler, kendi mitinginde adam dövdüren ABD başkan aday adayı Trump gibi.
İşte bu, YMCA neo-Haçlı Seferi çizgisi olmakta ve asıl sertleşmesine henüz başlamadı bile. Oyunu gerçekten yitireceklerini anlayınca, tıpkı AKP gibi, yemedik herze bırakmayacaklar.
Dünya’yı da Yeni Orta Çağ’a bu soktu ve yine bu, orta-uzun süreliğine tarihi batıracak.
Çıkış, vurgu ve asıl önemli olan:
Kavimler Göçü’nün ilerleyen aşamalarında, bizim Alamancılar’ın 50 yılda geldiği noktalar gibi, yerleşikleşen eski göçmenler, yeni mekanlarının gücünü ve iktidarını paylaşmaya ve sahiplenmeye başlıyorlar ki asıl asimilasyonları da bu oluyor.
Müslüman belediye başkanı, Londra’da, İngiltere’de ve Dünya’da bunları imliyor.

(7 Mayıs 2016)

Hiç yorum yok: