Sonunda
aklı başında biri, Kadri Gürsel bir savaş analizi yazmış ve bu soruyu sormuş.
“Sayı
önemli. Az sayıdaysa, bu silahlarla düzenlenebilecek saldırılar süreklilik kazanamaz ve bu nedenle savaşın seyri
üzerinde önemli bir etkileri olmaz.
PKK’de
çok sayıda MANPADS varsa ve artık bunları kullanmaya karar vermişlerse, savaşın
gidişatı değişebilir. Türk güvenlik güçlerinin hava aracı ve buna bağlı
personel kayıplarındaki dramatik artışlar sonucunda, kara birliklerine hava
desteği sağlamak ve PKK’ye karşı havadan baskı kurmak zorlaşacağı için, PKK
daha rahat hareket etmeye başlar.”
Füzelerin
kaynağının, yazarın da tahmin ettiği gibi, Rusya olduğu kanısındayım.
Ancak,
askeri açıdan yazarın analizine tam katılamıyorum:
Her
kobraya bir veya birkaç da askeri dron yüklersen, seni vuracak PKK’yi onlar
harekete geçmeden görüp, sen pusuya düşürebilirsin. Üstelik, bir de
taktiklerini haritalarsın.
1980
Afganistan ile Dünya 2015 arasındaki fark da bu.
Siyasi
açıdan ise, yazara katılıyorum:
AKP’nin,
pardon körün istediği bir göz, Allah, pardon PKK verdi iki göz, olur: Dalar
Irak’a, dalar Suriye’ye, dalar Türkiye’ye.
Tamam,
sonunu yalnızca uzatır ama epeyi uzatır.
Dolayısıyla,
Rusya bilmeden AKP’nin ekmeğine yağ sürdü bizce.
Hoş,
2024’e kadar diktatör kalacak olan Putin’in, karşısında tek bir kişi olarak bir
diktatör görmekten pek mutlu olacağını da düşünebiliriz.
Böylelikle
de, AKP-PKK-Putin triellosu, olur sana triyorji.
(17 Mayıs 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder