Alıntı
1:
Biz mi
sırrı, sır mı bizi saklıyor?
Kültegin
Ögel, Psikeart, "Sır".
+
Alıntı
2:
Sır
itiraf ile sevişmek ister.
F. Sibel
Ağlamaz, Psikeart, "Sır".
+
Çok sır
dinledim. Bütün sırları sakladım.
İnsanlar
beni papaz ile psikiyatrist arasında bir yere koydular hep ve hep anlattılar.
Ben de sustum ve dinledim.
Ayrıca çok
sır da okudum. Çünkü sıradan insanların mektuplarının koleksiyonunu ve hatta
kitabını yaptım.
Seks
tabusu sırları, pusuda adam öldürme sırları okudum.
Beni en
çok eğlendirenlerden biri, bir psikiyatristin bir hastayı şehirlerarası koli
gibi, diğer kentteki bir psikiyatriste havale ettiği mektuplar dizisiydi. Hasta,
kendi metni de içinde bulunmasına karşın, yazışmalardan habersizdi. (Bakınız
İstanbul Metinleri, Blogspot.)
Kendi
hesabıma saydamım. Tüm sır sayabileceklerimi bizzat kendim söyleyebilirm,
söyledim de, yazdım da, ensesti olağan saymam gibi örneğin.
İnsanların
psişik öğelere, kültürel olarak
öğrenilmiş yüklemeler (anlamlandırmalar, kondurmalar) yapması çok ilginç.
Sırrı
saklamak, itiraf etmek veya dedikodusunu yapmak, hep kültürel tepki konuları.
Sakladığım
sırlar nedeniyle erdemli olduğumu düşünmedim hiç. Kaldı ki sırrın sahibi, sırrının
bende olduğunu hiç bilemedi kimi. O psikiyatristler gibi.
Birden
çok ikilemsel görünse de:
İnsanları
yargılarım, mahkum ederim ve hatta kabire veya kubura gömerim metinlerimle.
Polemik
benim için budur, zombileri ve zombileşmiş değer yargılarını imha etmek.
Sır
fikrinin de, zombice (bir ölüyü yaşatmak gibi yapmak) olduğunu düşünenlerdenim.
Artı:
İyi-kötü
kavramım pusludur, yer değiştirebilir ve en önemlisi,öz-üretimlidir. Yani,
bildiğimiz toplumsal ve kültürel ahlağı değil, kendi ahlak ilkelerimi
uygularım. Kendime de, başkalarına da. Onları değiştirebilirim de. 56 yaşımda
bile. Yapıyorum şu an zaten bile.
Ve bu,
ne narsisizmdir, ne de megalomani.
Yalnızca
birseysel oto-anarşizmdir.
Tüm bu
açılımları toplarsak, sır:
Benim
bakış açımdan insanlararası ilişkide meta kılınmış bir maldır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder