Cumartesi, Mayıs 14, 2016

Şiirde Felsefe, Sanat, Realite

Bugün biri, bana bir soru sordu:
Şiirde felsefe mi, sanat mı öne çıkmalı?
Ben de yanıt verdim:
Realite öne çıkmalı.
Sonra düşündüm, bunun açımlanması gerek. Bu metin, onun çabasıdır.
Tersten gideyim:
Benim için roman yazmaktansa, sosyoloji yazmak daha anlamlıdır. Edebiyatın epistemik aksiyolojisini savunan biriyim çünkü.
O kişiye açıklama yaparken, buraya bir şerh ekledim:
Nasıl ki naturalizm, realizme sonradan alternatif olarak geliştirildiyse, şiirde de savunduğum şey, naturalist-realizm olmakta.
Şerh: Realizm sanıldığının tersine, toplumsal gerçekçilik olmak zorunda değil ki zaten toplum ve gerçek, yanyana hemen hiç gelmez, yitirecek zincirleri bile kalmayıp, halk isyanı çıkardıkları zamanlar  hariç. Onun dışında insanlar, en çok yalan söyleyeni severler.
Devam:
Benim için şiirde felsefe yapmak, olmayacak ve yanıtlanmayacak soruları, akıl veya his cimnastiği diye, süslü sözlerle ortaya koymaktır.
Benim için şiirde sanat yapmak, süslü laflar etmek ve süslü duyguları savunmaktır.
Benim için şiirde realite anlatmak, şairin kendi seçeceği alandaki gerçekliği dilegetirmesidir.
Yani, gerçeklik içeriğinin yeri, zamanı, boyutu ve onun anlatılacağı formu seçmek, şairin kendi bileceği iştir.
Sonuçta şair, Nazım gibi devrimci şiir de yazabilir, Orhan Veli gibi, ‘sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi’ de yazabilir.
Ayrıca, benim Piazzolla Oblivion’unu kendime çok yakın hissedip, alaturka melankoliye uzaklığım, kendini inkar demek değildir; kendi epistemik realite yolculuk alanını seçmek demektir.
Bir de ayrıca evet, duygu gerçeklikleri de, hem de epeyi kalabalık olarak levcuttur. Ben rüyalarındaki duyguları bile irdeleyen ve bugün bu alanda bir metin yazmış biriyim.
Epistemiklik, bir amaç değildir, bir araçtır ve bir neden değildir, bir sonuçtur. Bilindiği kadarıyla epistemiklik, informatik olsun, kognisyon olsun, bilinen tek (kültürel ve zihinsel) eksodus aracıdır.
Yani, şiirde felsefe veya sanat yaparsan, boka batarsın. Bakınız şu anki global kültür kuburu. Eh, şiirin de buna katkısı az değil tabii ki.

(12 Mayıs 2016)

Hiç yorum yok: