Başlık
muazzam güçlü ve yazarın beyni başlığın altında ezilmiş:
“Nüfus
mühendisliklerine girişiliyor ve çok ağır vebali olan işler bunlar. Tepeden
bakıp, kimin kalıp kimin gönderileceğine, göçe zorlanacağına karar vermeye
kalkmak, değil Türkiye'yi, bütün bu coğrafyayı paramparça eder.”
Eksi
zekalı ve eksi bilgili bir tutum ve davranış bu.
Öncelik,e
yakın ve yazılı tarihteki büyük nüfus hareketlerine ve Kavimler Göçü’lerine
bakmak gerekli.
İlk
koyut:
Bugünkü
karaların toplam alanında özgün halk pek yok. Bazı bölgelerde aynı alanda 10
halkı hak iddiasında. Özgün halk için çok fazla dezenformasyon var ve bunun da
temel nedeni, yukarıdaki yazar gibi, bilmeden yalan yanlış yazanlar.
Bölgemizle
ilgibi bazı temel bilgiler:
TC alanı
1910, 12 milyon nüfuslu idi. 1915-1924 arasında 3 milyon kişi girdi, 3 milyon
kişi çıktı.
Komşu
ülkelerde; Yunanistan mübadeleye katıldı, Bulgaristan 1989’da 300 bin kişiyi
kovdu, ukrayna’da yüz binlerce kişi doğudan batıya ve batıdan doğuya yer
değiştiriyor şu sıralar, Gürcistan dışarı göç verdi, Ermenistan Azerbaycan
arasında kayıtsız çok nüfus değişimi oldu, İran’dan 1980’de 1 milyon kişi
kaçtı, Irak’tan 1993’ten beridir 2 milyon kişi kaçtı, Suriye’den 2011’den
beridir 4 milyon kişi kaçtı, Kuzey Kıbrıs’tan 200 in kişi kaçtı ve yerine 200
kişi anavatandan geldi. Türkiye’de 1980’den beridir yılda 250 bin kişi transit
geçiyor, 1 milyon eski Doğu Bloku ülkeli var.
Tüm
bunlar orta ve makro ölçekli nüfus hareketleri ama Kavimler Göçü değil.
2 asıl
Yeni Kavimler Göçü var:
Bir:
ABD’ye
her yıl 1,5 milyon kişi.
İki:
AB’ye
her yıl 1-5 milyon kişi.
Artı, AB
ülkeleri, Rusya, Japonya nüfus eksilmesine uğruyor, çünkü doğurganlık çok
düştü. Kanada ve Avustralya, bunu göç ile telafi ediyor.
Artı
Çin, 35 yılda 400 milyon çocuğun doğumunu tek çocuk politikası ile engelledi.
Türkiye’ye
bakarsak:
Kıbrıs’tan
anavatana gelen hiç olmadı. 300-350 bin Bulgaristan Türkü’nün çoğu geri döndü
ama 2 ülkeli durumda hepsi de. Suriye’den 2 milyon kişi geldi. Irak’tan 100 bin
kişiden çok geldi. Belirttiğimiz gibi de, 1 milyon yabancı işçi var. 4 milyon
kişi yurtdışına çalışmaya gitti, 1 milyonu döndü. 1 milyonu ikinci ve üçüncü
kuşak olarak 4 milyon Türk şurtdışında mukim şu anda.
20.
Yüzyıl başı nüfus değişimi oranı toplam
50 idi. 21. Yüzyıl başı % 5-10 oldu ama bun 2-5 katı tplamda olur bu
yüzyılın sonuna dek, çünük koşullar aynen sürecek.
Burada
ironik olan, TC vatandaşları dahil bazıları için TC cehennem iken, bazıları
için de cennet, özellikle de burada iş bulabilen eski Doğu Bloku ülkeleri ve
turist Ortadoğu ülkeleri vatandaşları için.
Tuhaf
olan ise, Almanya’nın her yıl eğitimli 150 bin Alman gencini kaybetmesi.
Sonuçta;
bir göç alanlar var, bir göç verenler var, bir de her ikisi de olanlar var.
Varış
odakları belli: AB ve ABD.
Çıkış
odakları belli: Asya ve Afrika.
Latin
Amerika, nötr örnek burada.
ABD,
daha uzun yıllar yılda % 0,5, AB ise % 1 gibi göçmen alacak. Her ikisi de 2050
gibi karakafa olacak. Düşünün ki sarıkafa Vikingler’in anavatanı sayılan
İsveç’te göçmen oranı % 21 şu an.
Ancak,
asıl Kavimler Göçü de, orta-kuzey ve doğu Avrupa’nın nüfus yapısını aynen
şimdiki gibi yeniden oluşturdu. Fransa’ya adını veren Franklar, Batı Almanya ve
Alçak Ülkeler kökenli örneğin.
Eh
Türkler de, Türkiye’ye hepi topu 1100 gibi geldi zaten. % 5’i de gitti zaten.
Yani,
işin aslı budur ey sayın kari.
Dipnot:
Ümmi
Araplar’ın ve ümmi Kürtler’in okuryazar TC’yi ümmileştirmesi konusu, başka bir
metnin konusu olarak yazıldı çoktan. İsteyen, arar bulur okur.
(16 Haziran 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder