Çarşamba, Haziran 22, 2016

CTV ve Çin Kültürü

Çin kültürünün benim için tuhaf bir çekiciliği var. Kimi zaman bunun kültürel bir bilinçaltı olduğunu da düşünürüm. Tatar’lığımın anavatanı orası çünkü.
Çince’yi (Mandarince ve Kantonca olarak da) duymayı seviyorum. Korece ve Japonca ile farkını ayırsayabiliyorum.
Çok Uzakdoğu Asya filmi seyrettim. Sarı Sinema tanımını da Türkçe’ye ben soktum sanırım.
Çin kültürü, Dünya’nın en eski-sürekli kültürü sayılır. Çin yazılı kayıtları da en güvenilir olanlar sayılır.
Ancak, son 5 yılda bunun böyle olmayabileceği ortaya çıktı. Bilgilerde eksiklikler, süreksizlikler, yanlışlar ve tutarsızlıklar görüldü.
Son 2 yıldır aralıklarla, son 1 aydır her gün CTV’yi izliyorum. Onlar da bildiğimiz turnike yayın yapıyorlar. Ancak yayınlar, Türkiye’ye yönelik olduğu için, ya Türkçe altyazılı, ya da Türkçe dublajlı.
Böylelikle şunları gördüm:
Çin kültüründe boşluklar var.
Çinliler’de de bildiğimiz bizim alaturka doğululuk var. Folklorlarını matah bir şey sanıyorlar.
Sonra en berbatı olarak şunu algıladım:
Belgesellerinde bile, şark kurnazı esnaflık var: Hani, tapon mal kakalayacakken kullanılandan. Sürekli alttan alan ve yumuşak.
Kanaldaki tüm programlar, devlet onaylı. Bu da, bildiğimiz devlet onaylı kültür.
Çin de, en azından şu andaki momentiyle, ne doğulu, ne de batılı. Bu muğlaklık, alaturka olandan daha berbat gibi görünüyor: Hani, Batı’nın bilimini alırız da, geleneksel kültürümüzü koruruz da, gibi bir geyik sözkonusu.
Bu konunun daha ayrıntılı yazılması gerekli. Çin’in Sesi radyosunun sitesi de okunmalı.
Nokta. Es.

(17 Haziran 2016)

Hiç yorum yok: