Çarşamba, Haziran 29, 2016

Zarrab Nereye Koşuyor?

Bir haber:
“Zarrab'ın 'suçsuzum' ifadesinden 'suçluyum' ama ‘’hele bir beni dinleyin’’ aşamasına geçmek için görüşmelerin başladığını yazmıştık.”
İlhan Tanhır, davayı Türkiye’den en yakından izleyen gazeteci. Ancak, ne olup bittiğini kavrayamıyor.
Olan şuydu:
ABD sistemi, oradaki savcılar ve yargıçlar, bir kutrkapanı yaratıp, Zarrab’ı ağır ağır sıktılar. Pratikte dava başlamadı bile henüz ve / ama Zarrab’ın da serbest bırakılmak için hiçbir umudu kalmadı / bırakılmadı.
7-8 ay uzun süre ve psikolojik bir savaş yürütüldü. Sonunda avukat da pes etti ve pazarlık aşamasına geçildi.
İroni olan şu:
Mahkeme ne istedğini bilmiyor.
Amacı da belli değil.
Herhalde AKP’yi düşürmek peşinde değiller.
ABD’nin yüce çıkarları da martaval.
Sistem, şıvlu bir zafer istiyor. Ramanlık bir dava olsun istiyor.
Oysa, gidişat çok çok sıkıcı.
“6 yıldır Zarrab’ı ve çetesini izlemiş Amerikan Başsavcılığına ne verebilir ki Zarrab? İşte soru da bu.”
Soru tersine sorulmuş. ABD’nin 21 güvenlik kurumundan hangisi, neden, hangi bilgileri istiyor/
Yani, ellerinde yok bu bilgiler. Hukuki kanıt anlamında yok. Karış taraf belgeleri ve ifadeyi verince, öyle olacak.
İyi de bu oyunun buraya geleceği baştan belliydi.
Sonucu da söyleyelim:
Zarrab, 2-3 yıl ceza alır, 1 yıl daha yatar, sonra devlet korunmasın geçer ama uzun vadede muhakkak öldürülür. Bu, ABD’yi de mutlu eder, 40 yıllık masraftan kurtulurlar.
Zarrab bunu alacak ama ne verecek?
AKP’nin tümü para alanları onda geçmedi. Hepsi kayıtlı değil, uyankılar hep vardır. Ancak 17-23 Aralık adları deşifre olacak, o yüksek olasılıkta.
Da, 70 yaşındaki o adamlar, hiç TC dışına çıkmayacaklar ki. ABD, şakkadanak TC’ye dalıp onları toparlamazsa, yalnızca bir şarlatanlık dönüyor ortada demektir.
Ki bizcesi öyle...
Bir hukuk reality-show yalnızca bu...

(24 Haziran 2016)

Hiç yorum yok: