Çarşamba, Haziran 22, 2016

FB Psike Art Yabancılaşma Diyaloğu 1

Psikiyatriden ödünç bir kavram: alienation
Yabancılaşmak mı, delirmek mi?
Alienation başlangıçta yalnızca psikiyatrinin merkezinde yer alan ve deliliği ifade etmek için kullanılan bir kavram iken, zamanla sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında ve farklı anlam içerikleriyle kullanılmaya başlanmıştır. (…) Psikiyatri 1920’lere gelindiğinde, başlangıçta kendilerine ait olan alienation kavramını, hatta mesleği icra edenleri adlandırmakta kullandıkları alienist terimini terk eder. Yerine psikoz, psikiyatrist gibi terimleri koyar. Psikiyatri, deyim yerindeyse kendi kavramlarına uzak düşmüş, tarihsel köklerine yabancılaşmıştır.
ŞAHAP ERKOÇ, FATİH ARTVİNLİ, Psikeart, "Yabancılaşma".
+
Ciddi kavramsal boşluk olmuş, 2 noktada irdeleme: Bir: Marx'ın yabancılaşması, psikiyatrinin icadından önce de vardı, o da yamuk bir kavramdı ama vardı. İki: Yabancılaşma, ister psikolojide olsun, ister sosyolojide olsun, karşıtı sayılan / öyle olarak konulan özdeşleşme ve kimliklileşme anlamında identifikasyon olarak, var olduğu, içine gömüldüğü rolden ve statüden kopma, ayrılma, uzaklaşma olarak da tanımlıdır ve bu gayet sağlıklı bir edimdir, hastalık falan değildir. Burada, Brecht'in yabancılaşması da işin içine katılarak, olayın ikincil gidişi ve ikili yapısı gözardı edilir: Özdeşleşerek yabancılaşma ve yabancılaşarak özdeşleşme vardır aslında gerçek yaşamda. Olumsuzlanan ikincisidir ama bunu yaratanlar da, psikologların ve sosyologların kendileri ve mesleklerini icralarıdır. İnsanları, standart biyografileri içine diri diri gömerler çünkü. Ayral, sapmalı, azınlık, farklı, marjinal, şu bu'ların ne hallere düşürüldüğünü hep birlikte izliyoruz, en yakın Onur Yürüyüşü gündeminde olarak. Lgbti'nin hastalık olması, DSM IV a'dan çıkalı kaç yıl oldu ki?

(17 Haziran 2016)

Hiç yorum yok: