Salı, Haziran 28, 2016

Melezlenme x Safkanlaşma XX Heterojenleşme x Homojenleşme

İnsan ile ilgili birçok kavram, birbiriyle ilintili, başka sözcüklerle de dilegetirilmiş ama bu sırada içeriği kaydırılmış oluyor.
Bütün safkanlar, belli melezlerin grup-içi melezlenmesiyle oluşur ve safkanlaşır.
Melezler iç nitelik heterojenidir. Bir ondan bir özellik, bir bundan diğer bir özellik almışlardır. Ancak bu veri tabanı özellikler de koyutsaldır.
Ayrıca, bu melezlenme ve heterojenleşme izleri, ancak ve ancak mutasyonlarla izlenebiliyor insan tarihinde ve taripöncesinde.
Ancak, bir de görünmeyen veya hiçbir önemi olmayan mutasyonlar var ve bunlar sonradan önem kazanabilir. Açıktenlilik, deri kanseri olabilirlik, D vitamini absorbsiyonu, deniz ürünü tüketimi hep eşlenik şeyler: ancak bunlar yine de eskimolar, Vikingler / Gotlar, Laponlar’da farklı farklı işlemiş. Açıktenlilik, Güneş olmayan yerde kamuflaş için işe yaramış olabilir ama öyle olan Vikingler’in melezi ingilizler’in göçmen meliz olan Avstralyayılar bugün en çok cilt kanseri olanlar oldu.
Bizi burada ilgilendiren ve vurgulamak istedğimiz şey ise, heterojenleşmenin ve melezlenmenin epistemik dokuları, örüntüleri ve formları. Kalıcılık o denli önemli değil, gözlenebilirlik ve kaydedilebilirlik önemli. Sonuçta, şimdi olmaz da 250 yıl sonar genetik bilgi tam bilim olur, sorun değil.
Tarihteki tüm halkların ad, ırk, din, dil değiştirmeleri kaydedilmiş olsaydı, bugünkü antropoloji ve tarih başka türlü yazılmış olurdu.
Sarıkafa Nordikler’in oldukça geniş bir cografyadan yola çıktığını, bunun da en az bin endogamik kabile demek olduğunu biliyoruz. Ancak tüm bunlar, ya Got, ya da Viking diye tek bir kategori olarak kayıtlı.
Germenler’in, Franklar’ın, Bulgarlar’ın ad kaymasına uğradığını biliyoruz.
Ancak, Oset-Viking ilintisi kayıtlı değil hala. Osetler’in bilinen ilk Orta Asya – Kuzey Avrupa melezi olmuşluğu (400’lerdeki Alanlar’ın belli bir altkümesi üzerinden) mümkün. Tek gerçek çekik gözlü ve tam sarışın olanlar onlar çünkü. Ancak dilleri, belki 3 bin yıllık.
750-1000 arasındaki Ön Asya’daki Orta Asya – Kuzey Avrupa halkları etkileşimleri de kayıtlı değil.
Burada 2 temel bilgi yaklaşımı eksikliği var:
Urallar ve Afganistan dağlık arazileri üzerinden yaşanmış tarihsel göçler. Bakan görür, gören bulur. Sonuçta, oralar binlerce yıldır araştırılmadı.
Buradaki operatör ise, endogami x ekzogami. Ekzogami, daha çok kadın tecavüzü ile olmuşa benzer. Sonuçta, Cengiz Han’ın 8 milon torun-torununun belki tamamı büyükbüyükannaler istemeden olmuştur.
Burada sorun, çok fazla heterojenleşme olmuşluğu değil, özellikle ön Asya veya Anadolu için, bu kadar az nasıl heterojenleşme olmuşluğu. Örneğin, 1100 zorla % 100 Hristiyan iken, 1900 hala % 25 gönüllü Hristiyan idi ve hepsi de hiç el sürülmeden endogamilerini yüzyıllarca sürdürebilmiş idi.
Buradan oludkça acaip bir başka sonuca da varıyoruz:
Sarıkafa ilk ırkın, oranın orjinal halkı olmayabileceği. Oralara nasıl çıklıdığını boşveriyoruz, onun yerine o binyıllarda Avrupa’nın kuzey yarısının zaten buzul olduğuna bakıyoruz: dümdüz bir coğrafya yani.
Oralar ilk insan kabaca günümüzden 22 bin yıl önce gelmişse ve ilk sarışınlık 11 bin yıl önce çıkmışsa, 11 bin yılda oralar nüfus açısından epeyi yoğrulabilir idi ve ılık-donuk dönemler de vardı ayrıca.
Alanlar, Macarlar, Hular, Gotlar, Keltler yakın coğrafyası ve asıl Kavimler Göçü’sü bize bir model sundu ama epeyi açık uçlu ve kuşku verici bir model.
İronik ama bu model şunu söylüyor bize:
Bundan çok değil, 2 bin yıl önce zaten güneyden gelmiş Kürtler’in Anadolu’dan atılıp, yerlerine 4 milyon Arabımsı melez Suriyeli’nin yerleştirilebilirliği ve bunun da bin yıl sonra asıl halk sayılabilirliği.
Ve bir de, yurtdışındaki 4-5 milyon TC vatandaşının en az 100 halk kökenli ve melez olduğu.
Bu, çok çok tuhaf bir ekzogami, heterojenleşme ve melezleşme süreci.
Nokta. Es.

(23 Haziran 2016)

Hiç yorum yok: