Bir
haber:
“Defileden
ziyade, magazin basını için hazırlanan bir tanıtım günü olarak
nitelendirilebilecek etkinlikte podyuma çıkan modeller şapka, bone gibi baş
aksesuvarları da taktı, baş örtüsünü, sıkmabaşın da dahil olduğu değişik
modelleriyle de kullandı. Her telden baş kapama şeklinin gösterildiği defilede
dekolte de vardı, mini de. Hatta dantel, tül gibi iç gösteren modellerin
kullanımında da bir sakınca görülmemişti. Bu yaman çelişkilerle ilgili olarak,
marka sözcüleri, Mü’Mine’yi ‘inanan kadın’ı temsil etmesi için hazırladıklarını
söyledi. Yani müşterilere ‘neye inanıyorsanız gelin, bizde var’ mesajı verildi.”
Bu
dekolte ve mini tesettür için değil herhalde.
Bir
zamanlar yazdığım, sıkmabaş mafin gibi, bu da tepesi sıkmabaş aşağısı mini
herhalde.
Tayfun
Atay, buna ‘İslam’ın sekülerleşmesi’ diyor ve bizi duvara tırmandırıyor. Bu
adamın beyni neresinde merak eder oldum.
Biz buna
‘İslam’ın dejenarasyonu’ diyoruz ve başlangıç noktasınında dejenereje olmuş
çoktan olduğunu da imliyoruz.
900
yılda İslam’ın temel gerekleriğini, diyelim Cuma namazını ancak % 30 ifa
edebilenlere Müslüman demiyoruz. Müslüman demokrat iktidar 14 yılda bunu %
30’dan % 29’a düşürünce de, ‘armut dibine düşmüyor’ diyoruz.
Cuma
namazı camide görünüyor ama oruç işyerinde, yani herkese görünüyor diyoruz.
Ayrıca, tuvalette su içtiğini de kimse görmez, diyoruz.
Yani,
mümine defilede ve mümine veylde...
(17 Haziran 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder