Biz bunu
daha önce yazdık.
Aslına
bakılırsa, terör veya karşı-terörde artık kimse eskisi gibi savaşmıyor.
11 Eylül
2001’den beridir 2 temel şey değişti savaşta:
Bir:
Savaşsız
silah mümkün.
İki:
Sivil,
yaşlı, çocuk, kadın diye savaştan muaf veya azat kimse yok. Zaten yoktu aslında:
Hitler’e oy veren kadın veya Naziler’e anabasını ihbar eden çocuk olaydan nasıl
muaf tutulacak? Bugün İngiltere’de çocuk dövmek serbest bırakıldı ve 11 yaşında
çocuk tutuklanıyor: Bu; ne psikopati, ne sosyopati, ne de kültüropati. Geç kalınmış bir zorunluluk icrası yalnızca.
Bakalım
Bayık neler demiş bu konuda?:
“Ancak
siyasi alandaki devrim ne kadar büyük olursa olsun, toplumsal devrim ile
bütünleşmezse sonuç alamaz (…) Geliştirilmesi gereken toplumsal devrimdir. Bu
da, ancak zihniyet değişimiyle mümkündür.”
Bunu bir
karşı-devrimci ve nasyonalist olan +
sosyalist geçinen biri söylüyor.
33
yıldır hangi devrimi değil, reformu yaşadı Kürt toplumu?
Erkeği
öldürmek eylemini, Öcalan değil, PKK’den ayrılan Kürt kadınları eyledi ama
şimdi başlarına ödül konmuş olarak saklı yaşıyorlar. Konunun kitabı da yapıldı.
“Herkes
bilmeli ki biz eskisi gibi savaşmıyoruz. Bazı değişiklikler yaptık. Şimdi bu
görülmeye başladı. İlerde daha da belirginleşecek. Ancak halkımız sadece
gerillayı beklememeli, kendi görevlerini yerine getirmeli. Birliklerini ve
mücadelelerini güçlendirmeliler.”
İşte
burada, tamdan fazla yanıldın Sakık. Kürt halkı, halk savaşı deneyiminden pek hazzetmedi, durup dururken bin ölü
verdiler çünkü. İstanbul’da çikolata yemek, artık daha ehven-i şer geliyor onlara.
Bu arada,
‘halkın gerillaya karşı görevi’ tanımındaki eski hamam eski tas tınısı da kayda değer.
Yani, cenubi şark cephesinde yeni bir şey
yok.
Dipnot:
Savaş
cephesini, 4 ülke arasında dön baba dönelim döndürmek, yeni veya eski bir savaş
taktiği değil, olsa olsa ricat olur.
(12 Haziran 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder