Kendim
dahil, son günlerde hemen herkesin bunu söylediğini izledim.
Olmayana
ergi ile buna tersinden bakabiliriz belki:
Neden
kimse nereye gideceğimizi bilemiyor?
Çünkü,
en başta ve en güçlü olan AKP de, nereye gittiğini ve gittiğimizi bilmiyor.
Böyle
gitmeyeceğini biliyor ama ne kadar daha böyle gideceğini bilmiyor.
Bu, Hari
Seldon’un psiko-tarih bakış açısında bir kriz anı olmakta. Kriz anları, aynı
zamanda tarihsel büküm zaman aralıklarıdır da.
Ancak,
ne tarafa sapacağımızı bilemeyebiliriz, çünkü aynı anda birden çok yönelim
vektörü vardır.
Evet,
şimdi ve burada gelecek için birden çok yönelim vektörü var:
Bir:
TC için
yeniden ve bilmem kaçıncı kez olmak üzere (ki bu Almanya için 70 yıldır ilk oldu),
yeni, küçük, farklı, marjinal ideolojili partiler demek olacak.
AKP,
MHP, CHP, HDP, şimdi ve burada sağ partiler olduğuna göre, bu yeni bir
gerçek-sol parti olasılığı demek. TİP 1965 gibi.
TİP’in
sonu belli. 6 yıllık ömür. Üstelik, şimdi ve burada baş belası 1968’liler ve
1978’liler ve onların daha da baş belası çocukları ve torunları olan 1988’liler
ve 1998’liler var.
TİP de
50 yıl önceydi, 1968’liler de. Tarihin tekerrürü için üzücü bir benzerlik bu.
Sol
parti olasılığı ve olanağı dışında, zaten var olan E-Parti gibi seçenekler de
var ama dışarıdan taklit ve taşıma suyla gitmece olarak yalnızca: Alaturka korsanlar
oluşumu gibi.
AB
partileri için bu, AB’den çıkış veya orada kalış kriterli iken, bizim yeni
kriterimiz tam veya yarım Doğulu olup olmamak. Tüm partiler 3 çeyrek Doğulu
iken, 1 tam Batılı geçiniyor oysa.
2 tane
baştan açmaz / çıkmaz yol tanımlamış
olduk. Oysa, büküm dönemlerinde sürpriz olanaklar ve açmazlar sözkonusu olur.
ABD için
de, Türkiye için de geçerli olarak, hiçbir parti geleceğe yönelik değil. (Şerh:
AB’nin böyle bir derdi yok: AB olsun, çamurdan olsun, derdindeler.)
Dert bu
yani:
Ne
askeri, ticari, siyasi gelecek tanımlı; ne de 2. Sanayileşme’nin 9 öncü
altkültürüne yönelik tutum ve davranış belirtilmesi.
Oysa;
silahsız savaş icat edildi, e-ticaret düzenlemeleri hiçbir G-7 ülkesinde tam
değil, Dünya’nın en büyük şirketleri artık Google türü olanlar, küçük / yeni /
farklı /marjinal partiler bile gelecek için oturaklı sözler etmiyor.
İşte bu,
Yeni Orta Çağ’ın politik inkar kültü olmakta. Tüm globallik için geçerli
olmakta. Dünya nüfusunun yarısı, bundan 2-3 kültürel modda ve herşeyden
habersiz iken üstelik.
2000-2200
arası, inişe geçtimiz de kesinleşti: 2001-2015 tüm G-7’lerin kafaüstü çakılması
olarak yaşandı. Arkadan gelenler de, ilk 15 yılda aradaki farkı kapatamadı ve
ikinci 15 yıl için de buna yönelik ipucu oluşturamadı.
O zaman
ilk soru şu:
TC,
Dünya’ya, ABD’ye, AB’ye ne kadar göbek bağıyla bağlı?
Bizim
yanıtımız, oldukça düşük olarak. Herkes, kendi derdinde çünkü. 1950-1990
arasının G-7’lerinin, NATO için TC-severliği, sözkonusu değil şu an örneğin.
İlk
20’de de 10 tane Doğulu var örneğin. (Şerh: Bu açıdan bakınca, Brezilya da
şimdilik Doğu / 3. Dünya / Güney olarak tanımlı.)
Hindistan’ın
BM’deki 77’liler yaklaşımı yok şu anda. Müslüman Araplar birbirini öldürüyor
tersine.
Yani TC
artık, ister ‘yurtta sulh cihanda sulh’, ister ‘yurtta harp cihanda harp’ ile
tek başına demektir.Tüm 21. Yüzyıl için böyle bu. O da şimdilik.
Protestan-Katolik
iç savaşlarında ve AB’nin büyük veba salgınınnda felaketten azad / muaf yerler
oldu. TC’nin ütopyası böyle olabilmek olur ancak ve ancak. Ki onu da habire
göçmen alarak ve yalıtıklık ilkesini bozarak, kendi baltaladı bile çoktan.
Çünkü yalıtım, bu muafiyetin birincil kuralı olmakta (idi).
Bu da,
TC’nin bir kez daha ad, ırk, dil ve din değiştirmesi olacak. % 25 giriş ve % 25
çıkış eşitliği olarak nüfusunun % 50 karışımı değişebilir. Bunun % 10-20’si
1965-2015 arasında değişti bile çoktan. Yani, bunun biraz fazlası aynı
uzunlukta (50 yıllık) bir sürede TC7yi baştan inşa eder.
Yıkımla
kuşkusuz.
Eh,
artık birşeyler biliyoruz demektir:
Kategorik
giriş ve çıkışlarla yeni kategori tanımı ki buna kültürel topolojik yoğrulma
deniyor gelecekbilimde.
Ek
bilgiler:
Türk
Cumhuriyetler mensuplarının bizi kültürel olarak geriletmediğini ama Arpalar’ın
ve Acemler’in gerilettiğini notlayalım.
İronik
olarak, her yıl gelen 30 milyon Batılı’nın da bizi kültürel olarak gerilettiği,
özellikle mahalle-baskısıcı kıldığı
kesin. Bir tür aşağılık kompleksi
sözkonusu oldu, denebilir.
Ayaktakımının
ve başıbozukların minik iktidar çemberleri artarak sürecek. İrlanda’a 150
krallık kurulabildiyse, TC’de 150 bin mini mafyacık ailesi kurulabilir
demektir. Ki mayalanmayı, ozmosisi ve benzeri geçişimleri bu iç-minik
reaksiyonlar sürdürecek.
Bu geniş
panoramayla, TC’nin göreli bir ilk yaşadığı ortaya çıkıyo:
1600’dan
500 yıl sonra olarak, ilk kez 2100’de bir kez daha global-atak olabilme şansı.
600 (Göktürkler), 1100 (Malazgirt), 1600 (İspanya altını çöküşü), 2100 (çıkışı)
mantıklı bir dizi görünüyor üstelik.
Nokta.
Es.
(20 Haziran 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder