Diyalog,
bildiğimiz Antik Yunan felsefesindeki diyalektik diyalog.
Söyleşi,
iki kişinin genelde yüzyüze konuşmaları ama bunun tele-konuşma ve yazılı
söyleşi olanları da var.
Mektup
ise, eskiden araya epeyi zamanların girebildiği diyalog ve söyleşiler idi.
Şimdilerde, sanal mektuplaşma, anı anına ve söyleşi gibi gidebiliyor.
Bu
örneklerin hepsinden yazdım.
Ancak,
son 2 yıl için geçerli olmak üzere şunu ayırsadım:
Monolog
olarak yazılmış veya alıntılanmış metinleri veya parçalarını alıntılayıp,
diyalog biçiminde yazıya dökünce, sonuç bambaşka olmakta. Bunun adı şimdilik
yok diyelim. İçeriği de çok diyelim.
Son 2
yılda Facebook ve özellikle de Psike Art gurubu diyaloglarım, bana değişik bir
yazma stili kazandırdı.
Çok
hızlı yanıtlayabildiğim, çok farklı düşüncelerle etkileşime girebildiğim bir
form bu. Yani, nicelik artışı kendiliğinden nitelik değişimi oldu bu alanda ve
bu yolda.
Örneğin
Psike Art , 40 sayıda 600 metin ve alıntılama paragraf desek, bunun sanırım
50’sini kullandım. % 1 oran bile uygun olabilecekken % 10 orana varmışım.
Yani,
Psike Art’ın hipertekst düşünce içeriği ruhunu özetleyip, yanıtlamış oluyorum
böylelikle. Kafka örneğinde olduğu gibi yazar(lar), en azından en başta,
kendileri o anlamları yüklememiş gibi olsa bile.
Yazı
falı değil bu. Yazarların bazılarını yüzyüze de tanıdığım için rahatlıkla
yazıyorum bunu.
Yeni
Orta Çağ’daki bir çağın çürüyen ruhunun bu melez / intertekst alana yansımaları
yalnızca. Yollarını yitirmiş beyinlerin ve altkültürlerin saçmalıklarının
özeti.
Diğer
Facebook gruplarında ise, bu kadar geniş alanlı ve yeterli bir taramdan söz
edemem. Rasgele seçimlerden söz edebilirim.
Yine de
bu, yeni bir yazınsal tür. Adını sonra düşünürüm.
Nokta.
Es.
(17 Haziran 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder