Pazar, Haziran 12, 2016

Yurtta Harp, Cihanda Harp

TC döneminin dış politikası, Atatürk mirası olarak, ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ idi.
Şimdi ise, ‘yurtta harp, cihanda harp’ oldu.
Tarihte öyle yerler ve zamanlar vardır ki birincisi mümkündür ancak öyle yerler ve zamanlar da vardır ki ikincisi zorunludur. 5 bin yıllık tarihte, Dünya’daki herhangi bir yerde hiç savaş olmayan yalnızca 50 yıl olmuş.
Bizim dış siyasetimiz, biricisinden ikincisine geçiş gibi oldu.
TC, 1950’de Kore’nin ikiye bölünmesine katkıda bölündü ve Kore hala 2 ülke.
TC 1974’te Kıbrıs’ı ikiye böldü. Kıbrıs hala 2 ülke.
Birincisini SSCB kolonisi olmamak için yaptık gibi oldu, ikincisini garantör ülke gibi görünüp, Ecevit-Erbakan koalisyonunun, bizi taa Tayyip’in kucağına doğru sürüklemesinin miladi öncesi olarak görmek daha mantıklı şu an, tıpkı 0 nolu alaturka liberalizm olan Menderes’inki gibi.
Sonra durumlar değişti, dünya karıştı.
1980 İran’ından bize 1 milyon kişi, 1989 Bulgaristan’ından 350 bin kişi, 1993 Irak’ından 350 bin kişi, 1990’lar boyunca eski Doğu Bloku’ndan 1milyon kişi, ayrıca bu sürede yılda ortalama 250 bin kişi transit gözmen aldık. 1980 neo-globalist neo-liberalzimi Dünya’yı birbirine kattı çünkü. Bütün komşularımız iç savaş veya benzeri şeyler yaşadı, 2 komşumuz savaş yaşadı, 1 deniz komşumuz iç savaş yaşıyor şu an. TC birden çok ülkeye sınır-ötesi harekat yaptı. 1983’ten beridir süren bir düşük yoğunluklu veya iç savaşımız var.
AB siyasal birliği çöktü. Ülkeler iktisadi krize girdi. ABD-SSCB çiftkutululuğundan, önce ABD tekkutupluluğuna, sonra da kutupsuzluğa girdik.
Şu anki durum, bir 3. Dünya Savaşı değil, daha çok 3. Dünya Savaşçıkları. Aradaki fark şu: ABD-SSCB döneminde atom bombası patlasıydı Dünya biterdi, şimdi bitmez ve bitmeyecek de.
Devlet sayısı 100’den 200’e çıktı. 400’e de çıkacak. Yeni Orta Çağ’ın kaosu 2200’e dek baki.
Bu koşullarda barış de facto katledildi. Süreğen savaş durumu egemen oldu. 2011 ertesindeki Arap Baharı, herşeyin üzerine tuz biber ekti.
TC, ya emperyalist olacak, ya da parçalanacak.
Bu durumda:
Ne yapmalı?

(9 Haziran 2016)

Hiç yorum yok: