Perşembe, Haziran 30, 2016

Dilde Ayırt Edicilikler 2

Asal dil yok. Analitik ve doğrusal yaklaşımlar geçersiz.
+
Harf (morfem / fonem), semantem (sözcük, cümle, paragraf) tanımları açıkseçik değil.
Çince, bu açıdan diğer 3 kümeye karşı tek başına duruyor.
Arapça, aynı harflerle N sözcük yazılımı ile tuhaf bir konumda.
Çince, aynı hecenin aynı yazılımı ama N ayrı okuması / entonasyonu ile tuhaf bir konumda.
Morfem ve fonem özdeşlemesine en yakın dil Türkçe. O da yapay olarak.
Buradan çıkan tek sonuç şu:
Diller sonul limitlerinin % 50’sinin gerisindeler henüz ve bir olasılık sonl form da tanımlı değil (daha).
+
Adın ve artikellerin çekimi, dilsel değil, kültürel topolojik.
Adın 5 durumu, yalnızca bir saçmalık.
+
30 civarında birime limitlenme yapay olsa da, tüm dillerde var. Uzakdoğu dillerinde bir tek Korece’de bu var. O da, kendisi de hece-dil mensubu olan Kubilay Han sayesinde. Ancak Kubilay, bir biçimde Avrupa dillerinden haberdarmış, o kesin. Korece’nin bu yoldaki evri(lti)mi de 150 yıl sürmüş.
+
Temel sözcük türleri tanımı, yapay ve geçersiz. Türkçe için bu 8 değil, 4 bence. Bir: Ad, adıl, İki: Zarf, sıfat, Üç: İlgeç, bağlaç, Dört: Soru, ünlem sözcük türü değil artık.
Bu durumda, benim kullandığım paragraf bağlacı ilgeçler, yeni bir tür oluyor.
Noktalama ve hesaplama imleri de, bağlaç ve ilgeç olarak kullanılabiliyor.
Tüm bunlar, 10 sözcüklük yerine, 100-1.000 sözcüklük semantem-ifade birimleri derlemesi için.
Burada da, Almanca ve Türkçe, 2 ayrı dil grubunda. aynı kullanımlı olarak aynı kefeye giriyor.
Ek: Hem Almanca’da, hem Türkçe’de bunu, dil akademisyenleri değil, yazarlar ifade gücü denemesi için yaratmış.

(27 Haziran 2016)

Hiç yorum yok: