Kuçuradi,
erken Cumhuriyet dönemi aydını.
Erdoğan
ile yakınlaşarak felsefeye leke sürmüştü bizce.
+
“Dünyanın
dört bucağında olan bitenlere baktığımızda, postmodernizmin en uç sonuçlarının
yaşandığını görüyoruz: Anything goes / Ne olsa, olur. Bunda dünya felsefesinin
payı ne?
İki ay
önce, Berlin’de yapılan “robotlar etiği” konusuyla ilgili bir toplantıya
katılan bir öğrencimden, oradaki tartışmaların “etiklerden hangisinin
seçileceği” sorusu üzerinde yoğunlaştığını hayretle dinledim. Böyle bir
tartışma, ancak değer bilgisinden oluşan ‘etik’ ile kültürel değer yargıları
normlarından oluşan ‘ahlâklar’ın farkını göremeyenlerin sorabileceği bir
sorudur. ‘Etik’ sözcüğünün bunca moda olduğu bir zamanda, böyle bir sorunun
sorulabilmesi, dünya felsefesinin değer konularında nasıl yerinde saydığını
gösteriyor.
Değer
konularına ilişkin bilgisizlik, gitgide yaygınlaşan insanları robotlaştırma,
robotları ise “insan”laştırma çabalarına da yansıyor. İnternet yoluyla “intihar
edeyim mi, etmeyeyim mi?” sorusunu soran genç bir insana, cevap verenlerin %
63’ü “et!” diye cevap verebiliyor.
Öyle
görünüyor ki, insanlık olarak kendimizi silkelemediğimiz ve bazı umut verici
gelişmeleri daha çok teşvik etmediğimiz takdirde, 21. Yüzyılın makineleriyle
donatılmış bir Karanlık Çağ’ın dünyayı kaplaması olasılığı gitgide artıyor.
Gelip
sınırlarına dayanmış olan postmodernizmin aşılmasının, felsefî değer bilgisiyle
olabileceği umuduyla, Dünya Felsefe Günü’nüzü kutlar, bu günün olan bitenlere
değer bilgisiyle bir hesaplaşma günü olmasını dilerim.”
Yorumlar:
Bir:
“Anything
goes / Ne olsa, olur.” Öyle değil. Ne olsa, gider. Anarşist bilimci Feyerabend’ın
sözüdür,. Post-modernist bir tez değildir. Bu hatanın olmaması gerekir.
İki:
Post-modernizm,
politik açıdan 1945-1990 için tanımlıydı. 1990 SSCB çöküşü post-2’yi, 2001 11
Eylül post-3’ü, 2011 Wikileaks post-4’ü getirdi. Buna genel olarak ppm =
post-post-modern dönem diyen de var.
Bu
hatanın da olmaması gerekir.
Üç:
Etik ve
ahlaklar farkı, formal bir tartışma. Robot konusu ise, tümüyle edime yönelik.
Felsefe, tutarlılığı, geçerliliğinin önüe alan bir alan. O nedenle de, gerçek
yaşam ile ilgili konularda böyle ıskalamaları olabiliyor.
Dört:
“Değer
konularına ilişkin bilgisizlik, gitgide yaygınlaşan insanları robotlaştırma,
robotları ise “insan”laştırma çabalarına da yansıyor.” Kuçuradi, Nolitik Devrim
yokmuş gibi davranmış, bir de Homo Posterus yokmuş gibi davranmış. İnsan /
hümanizm kavramı, Aydılanma momentiyle sınırlı değildir, 50 bin yıllık bir
dönemi kapsar.
Sonuç:
Felsefe,
yüzyıllardır kendini dar bir alana hapsediyor ve bilgi alanlarını sürekli
bilime kaptırıyor. Felsefeciler, tapınağın rahipleri gibi dogmatik
davranıyorlar.
Kuçuradi
de bu çizgide ve günün bilgilerinin çok çok dışında. Bu da, onu bir flesefeci
olarak utanılacak bir duruma sokar. Bilgisevmez bir felsefeci.
(24 Kasım 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder