Tuhaf
bir durum oldu.
Latin Amerika’da
2019’da yaşananları kimi solcular, yeni halk isyaın dalgaları saydılar,
kimileri de başarısızlğı önceden ilan ettiler.
+
“Bu,
iyimser bir Latin baharıydı ama madalyonun kolay görünmeyen, acısı sonra
çıkacak öteki yüzü vardı. Latin Amerika, aynı zamanda çokuluslu tekeller ile,
pazarlarını metalarıyla dolduran Çin’in yayılmacı politikalarının da
coğrafyasıydı. ABD’ye mesafe koyan, IMF anlaşmalarını askıya alan liderlerin
yeni emperyalisti Çin’di. Sosyalizm bulamaçlı Latin kapitalizminin zayıf
noktası buydu.”
Dert bu
mu?
Emin değiliz.
“21.
yüzyıl sosyalizmi, Venezuela’da doğup, Brezilya ve Bolivya’da öldü. Halklar
liderlerinin neoliberalizme sadakatinin bedelini ödemeye devam ediyor.”
Buna
tümüyle karşıyız ama.
Sonuçta,
1905 olmadan, 1917 olamadı. 1917’nin Şubat’ı olmadan Ekim’i de olamadı.
Sosyalizm
de, politik bir sistem de, öyle 10 yılda çıkıp, 10 yılda gitmez.
Sorun,
asker ve polis çok taraflı oynarken, liderlerin de çok taraflı oynamışlığı.
Bolivya’da
Morales’in ne yaptığı belli değil.
Asıl
önemlisi, Ortega Nikaragua 1980’nin 2020’de nereye geldiği belli.
O
nedenle bizce asıl sorun şu:
21. Yüzyıl’da
bile halk, 1917 Rus Devrimi’ndeki gibi, entellektüellerin gelip tepelerine
konmasına hala muntaç mı?
Bu süreç
oldukça, asıl-tam halk isyanından söz edemeyiz bizce.
(24 Kasım 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder