“Küresel
otomotiv satışları ve tescili yaklaşık bir yıldır net daralma gösteriyor.
Toplamda, 2018 yılında küresel taşıt satışları % 3, otomobil üretimi ise % 2,4
oranında geriledi. (IMF)
Kredi
derecelendirme kuruluşu Fitch, otomotivdeki daralmanın küresel GSYH’da 0,2
puanlık bir düşüş getirdiğini ve küresel yavaşlamanın ana kaynağının otomotiv
olduğunu belirtiyor.”
Kritere
bak:
İşsizlik
değil, açlık değil, eğitimsizlik değil, sağlıksızlık değil, araba satışları.
+
“Mali
sermayenin gazeteleri, ticaret savaşlarını Trump’ın bir çılgınlığı olarak
görüyor ve küresel daralmanın da bu çılgınlığın sonucu olduğunu yazıyorlar.
Yani aslında kapitalist sistemde bir sorun yok.
Ticaret
savaşları, ABD-Çin arasında imzalanan anlaşma ile hız kaybetse de önümüzdeki
dönemin bir gerçeği olmaya devam edecek gibi görünüyor. Çünkü ABD, birçok
sektörde yitirdiği küresel hâkimiyeti yeniden kazanma amacında. Bunlar arasında
imalat sanayileri ön sırada geliyor. 2008 sonrası gelişmeler ABD’ye, üretken
gücü kendi elleriyle devrettiği Çin gibi ülkelerin siyaseten güçlendiğini
gösterdi.”
Dile
getirilemeyen:
Ülkesel
ekonomicilerle ÇÜŞ’çü ekonomiciler.
Bu arada
ABD, araba konusunda daha 1980’de küresel birinciliği kaptırmıştı.
+
Ara
nağme:
Son
zamanlarda, 1980-2020 liberalizminin bittiği herkes tarafından, körün fili
tarifi kabilinden, bambaşka biçimlerde dilegetiriliyor.
İşin
geçmişi de var:
1945-1980
arasında, 2. Dünya Savaşı ertesinde, ekonomik büyüme dönemi, daha 1970’te krize
girmişti.
Arada da
1968 isyan dalgası gelmişti. O zamanlar sol galip gibiydi. Sonra sağ kazandı.
Sol tasfiye edildi. 1980’de 10-15 ülke 1. Dünya’ya dahil / angaje / asimile edilirken,
1990’da 2. Dünya tasfiye edildi. Sürecin sonunda da, 3. Dünya, 2. Dünya
olamadı, 4. Dünya oldu.
Yani bir
bakıma, 1. Dünya imkansızı başardı.
Ya da,
yok oluşunu 40 yıl erteledi.
Biri
diğerini değillemiyor.
2020-2060
arası içinse, yeni 10-15 ülke sisteme dahil edilebilir. Bunun için, global
GSYİH listesinde 30-45 arasındaki ülkelere bakmak uygun.
Türkiye,
bu süreçte başladığı noktada kaldı. Hala Dünya ortalamasında, 50 yıldır.
Süreçlerin
panoraması bu.
Yani, şu
anki momentin geçmiş ve geleceği var.
Oysa,
herkese anı durdurup duruma bakmak eğiliminde. Bütün kör fil tarifleri dahil
buna.
+
“Ekim
ayında dünyanın birçok ülkesinde doğrudan ekonomik sosyal sorunlardan
kaynaklanan halk ayaklanmaları gördük. Şili’den Lübnan’a, Irak’tan Ekvador’a,
oldukça geniş bir yelpazede.”
39 yılın
sonunda, 39 Harami fıkrası.
Ama yine
de acaba?
Bu halk
isyanları ekonomik durumdan mı?
Durumu
yaratanlara oy verenler halklar, oyu satılık olan yine halklar.
Neden
şimdi?
Çünkü
Rin Tin Tin şimdi ah dedi.
Yoksa,
işsizlik % 19 yerine, % 20 olunca, isyan çıkar, diye bir kural yok.
Bu arada
halklar, para / ulüfe / talan istiyor, eğitim değil.
Artı,
isyan dalgası bir viralitedir. Sosyal medya çağında olduğumuz için değil, 1848’de
de öyleydi.
+
“20.
yüzyılda işçi sınıfının örgütlü grev (ve genel grev) hareketleri, emekçi
kitlelerin hak ve çıkarlarını korumanın temel biçimi iken, 21. yüzyılda
işçilerin, üretimden dışlanan gençlerin, kent yoksullarının, topraklarını
sermayeden korumaya çalışan yerli halkların başını çektiği halk ayaklanmaları,
ülkelerde hayatı durdurarak, emekçi kitlelerin taleplerini kapitalizme
dayatıyor.”
Doğru
yöntemi, yanlış odaklar kullanıyor yani.
Hayatı
durdurmak.
Sistemi
durdurmak.
Sistemin
dışına çıkmak.
Yerine, sistemden
nemalanmak.
Yalnızca,
elma şekerinin şekeri bitti, sapı girdi.
Üstüne üstlük
isyan edenler, 40 yıldır fare sürüsü gibi üremiş anababalarının ve büyük
anababalarının sosyal moloz çocukları ve torunları olarak, ezeli ebedi eksi
zekalı ve eksi bilgili ergenler.
Doğma
nedenleri yoktu, yaşama nedenleri yok.
Yani,
talep etme hakları yok.
Ama ediyorlar.
Talep etme
hakları olanlarınsa, sesi bile çıkamıyor. Cırk oldular çünkü.
+
Bu
dalga, 1968 değil. Geziciler gibi bunlar da, baştan apolitik olduklarını
söylüyorlar.
Bu
dalga, 1848, 1871, 1917 de değil.
Bu
dalga, hiçbir halt değil yani.
Yani,
kazan kaldırma (riot), isyan (rebel) değil.
+
Süreç,
büyük bir çalkalayıcı (shaker) gibi. Dolayısıyla yeni karışımlar oluyor. Daha
öncesinde de, yeni fermentasyonlar da.
Barbarlar
ve uygarlar birarada, göçmenler ve evsahipleri birarada, çalkala yavrum
çalkala, göçmen işçileri solcular sevsin, yerli işçileri faşistler.
Oğ yeğ.
(7 Kasım 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder