Perşembe, Kasım 07, 2019

Küresel ekonomi daralırken halk isyanları


“Küresel otomotiv satışları ve tescili yaklaşık bir yıldır net daralma gösteriyor. Toplamda, 2018 yılında küresel taşıt satışları % 3, otomobil üretimi ise % 2,4 oranında geriledi. (IMF)
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, otomotivdeki daralmanın küresel GSYH’da 0,2 puanlık bir düşüş getirdiğini ve küresel yavaşlamanın ana kaynağının otomotiv olduğunu belirtiyor.”
Kritere bak:
İşsizlik değil, açlık değil, eğitimsizlik değil, sağlıksızlık değil, araba satışları.
+
“Mali sermayenin gazeteleri, ticaret savaşlarını Trump’ın bir çılgınlığı olarak görüyor ve küresel daralmanın da bu çılgınlığın sonucu olduğunu yazıyorlar. Yani aslında kapitalist sistemde bir sorun yok.
Ticaret savaşları, ABD-Çin arasında imzalanan anlaşma ile hız kaybetse de önümüzdeki dönemin bir gerçeği olmaya devam edecek gibi görünüyor. Çünkü ABD, birçok sektörde yitirdiği küresel hâkimiyeti yeniden kazanma amacında. Bunlar arasında imalat sanayileri ön sırada geliyor. 2008 sonrası gelişmeler ABD’ye, üretken gücü kendi elleriyle devrettiği Çin gibi ülkelerin siyaseten güçlendiğini gösterdi.”
Dile getirilemeyen:
Ülkesel ekonomicilerle ÇÜŞ’çü ekonomiciler.
Bu arada ABD, araba konusunda daha 1980’de küresel birinciliği kaptırmıştı.
+
Ara nağme:
Son zamanlarda, 1980-2020 liberalizminin bittiği herkes tarafından, körün fili tarifi kabilinden, bambaşka biçimlerde dilegetiriliyor.
İşin geçmişi de var:
1945-1980 arasında, 2. Dünya Savaşı ertesinde, ekonomik büyüme dönemi, daha 1970’te krize girmişti.
Arada da 1968 isyan dalgası gelmişti. O zamanlar sol galip gibiydi. Sonra sağ kazandı. Sol tasfiye edildi. 1980’de 10-15 ülke 1. Dünya’ya dahil / angaje / asimile edilirken, 1990’da 2. Dünya tasfiye edildi. Sürecin sonunda da, 3. Dünya, 2. Dünya olamadı, 4. Dünya oldu.
Yani bir bakıma, 1. Dünya imkansızı başardı.
Ya da, yok oluşunu 40 yıl erteledi.
Biri diğerini değillemiyor.
2020-2060 arası içinse, yeni 10-15 ülke sisteme dahil edilebilir. Bunun için, global GSYİH listesinde 30-45 arasındaki ülkelere bakmak uygun.
Türkiye, bu süreçte başladığı noktada kaldı. Hala Dünya ortalamasında, 50 yıldır.
Süreçlerin panoraması bu.
Yani, şu anki momentin geçmiş ve geleceği var.
Oysa, herkese anı durdurup duruma bakmak eğiliminde. Bütün kör fil tarifleri dahil buna.
+
“Ekim ayında dünyanın birçok ülkesinde doğrudan ekonomik sosyal sorunlardan kaynaklanan halk ayaklanmaları gördük. Şili’den Lübnan’a, Irak’tan Ekvador’a, oldukça geniş bir yelpazede.”
39 yılın sonunda, 39 Harami fıkrası.
Ama yine de acaba?
Bu halk isyanları ekonomik durumdan mı?
Durumu yaratanlara oy verenler halklar, oyu satılık olan yine halklar.
Neden şimdi?
Çünkü Rin Tin Tin şimdi ah dedi.
Yoksa, işsizlik % 19 yerine, % 20 olunca, isyan çıkar, diye bir kural yok.
Bu arada halklar, para / ulüfe / talan istiyor, eğitim değil.
Artı, isyan dalgası bir viralitedir. Sosyal medya çağında olduğumuz için değil, 1848’de de öyleydi.
+
“20. yüzyılda işçi sınıfının örgütlü grev (ve genel grev) hareketleri, emekçi kitlelerin hak ve çıkarlarını korumanın temel biçimi iken, 21. yüzyılda işçilerin, üretimden dışlanan gençlerin, kent yoksullarının, topraklarını sermayeden korumaya çalışan yerli halkların başını çektiği halk ayaklanmaları, ülkelerde hayatı durdurarak, emekçi kitlelerin taleplerini kapitalizme dayatıyor.”
Doğru yöntemi, yanlış odaklar kullanıyor yani.
Hayatı durdurmak.
Sistemi durdurmak.
Sistemin dışına çıkmak.
Yerine, sistemden nemalanmak.
Yalnızca, elma şekerinin şekeri bitti, sapı girdi.
Üstüne üstlük isyan edenler, 40 yıldır fare sürüsü gibi üremiş anababalarının ve büyük anababalarının sosyal moloz çocukları ve torunları olarak, ezeli ebedi eksi zekalı ve eksi bilgili ergenler.
Doğma nedenleri yoktu, yaşama nedenleri yok.
Yani, talep etme hakları yok.
Ama ediyorlar.
Talep etme hakları olanlarınsa, sesi bile çıkamıyor. Cırk oldular çünkü.
+
Bu dalga, 1968 değil. Geziciler gibi bunlar da, baştan apolitik olduklarını söylüyorlar.
Bu dalga, 1848, 1871, 1917 de değil.
Bu dalga, hiçbir halt değil yani.
Yani, kazan kaldırma (riot), isyan (rebel) değil.
+
Süreç, büyük bir çalkalayıcı (shaker) gibi. Dolayısıyla yeni karışımlar oluyor. Daha öncesinde de, yeni fermentasyonlar da.
Barbarlar ve uygarlar birarada, göçmenler ve evsahipleri birarada, çalkala yavrum çalkala, göçmen işçileri solcular sevsin, yerli işçileri faşistler.
Oğ yeğ.
(7 Kasım 2019)

Hiç yorum yok: