‘Terf’
şu demekmiş:
“Trans-Exclusionary
Radical Feminist: That group of feminists that claims that trans-women aren't
really women, as biological determinism is only a fallacy when it used against
them, not when they use it against others.”
(Kaynak:
İngilizce Wikipedia.)
Trans-kadın’ları
dışlayan ve kadın saymayan bir feministlik durumu.
Batı
için ilginç bir moment.
Bir de,
göçmen işçiyi destekleyen uç sol ile yerli işçiyi destekleyen uç sağ
paradigması da var.
Bu, daha
da ilginç bir moment.
İnanılmaz
epistemik yanılsamalar.
Zamanında
şu tartışma da vardı:
Biseksüel
bir kadın lezbiyen sayılamaz.
Tüm
bunlar, bir tanımın, bir kavramın, bir paradigmanın, söylem düzlemine belirsiz
konmasında.
Örneğin
Terf’ler; hermafroditler, xxy’ler ve xxx’ler için bir şey söylememişler. Oysa
asıl biyolojik meta-kadın’lar onlar (burada ‘trans-‘ için iki kullanım olmasın
istendi).
Terf’lerin
dayanağı, trans-kadıların şiddet gösterdiği ama biyolojik kadınların şiddet
göstermediği. İşte bu, tümüyle büyük inkarcılık olmakta. Kadınların çocuklarına
yönelik şiddetleri, tüm kültürel modlar için kayıtlı, çünkü kadın çocuk
üzerinde % 100 otorite sahibi.
Bir de,
Musevi ve ‘holocaust’ kullanımı durumu var. Museviler, ‘holocaust’u yalnız ve
yalnız 1940-1945 için kullandırtmak istiyorlar. Oysa 5 milyonluk katliam,
tarihin en büyüğü değil, belki onuncusu bile değil.
Artı,
toplama kampından kurtulan bazı Museviler, orada kendilerine yapılanları ve
hatta fazlasını Filistinliler’e yaptılar. Dünün mazlumu, bugünün zalimi, (artı
öbür günün yeniden mazlumu) durumu ve söylemleri.
Türkiye
gibi bir yerde, Fatma Berktay gibi biri bile, tek bir kadın kategorisi ve
söylemi olamayacağını görebiliyor ve söyleyebiliyor.
Bu;
Lgbti, işçi, Musevi, şu bu için de böyle. İsrail kurulmasın isteyen Museviler
vardı örneğin.
Dolayısıyla
geliyoruz, Dünya’nın en büyük kategorileri sayılan sınıfa ve kadına:
Hiçbir
kadın tüm kadınlar adına konuşamaz.
Hiçbir
kadın veya feminist, tüm kadınlar adına, için, yerine, geçerlilik savında kuram
üretemez.
Bu,
epistemik faşizm ve epistemik engizisyon olur. Oldu da. Oluyor da. Olacak da.
Çıkış:
Bir
anarşist olarak, bunu anarşizm için de den-den’ledim.
Demek ki
gereken, birbirinden şimdilik yalıtık olan, bağımsız evrilen, mikro-epistemik
eko-sistemler: Komün-kampüs arası ölçeklerde.
Çoğul
feminizmler evet ama birarada yaşamaları hayır.
(26 Kasım 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder