Salı, Kasım 26, 2019

TERF Üzerinden Epistemik Sorgulamalar


‘Terf’ şu demekmiş:
“Trans-Exclusionary Radical Feminist: That group of feminists that claims that trans-women aren't really women, as biological determinism is only a fallacy when it used against them, not when they use it against others.”
(Kaynak: İngilizce Wikipedia.)
Trans-kadın’ları dışlayan ve kadın saymayan bir feministlik durumu.
Batı için ilginç bir moment.
Bir de, göçmen işçiyi destekleyen uç sol ile yerli işçiyi destekleyen uç sağ paradigması da var.
Bu, daha da ilginç bir moment.
İnanılmaz epistemik yanılsamalar.
Zamanında şu tartışma da vardı:
Biseksüel bir kadın lezbiyen sayılamaz.
Tüm bunlar, bir tanımın, bir kavramın, bir paradigmanın, söylem düzlemine belirsiz konmasında.
Örneğin Terf’ler; hermafroditler, xxy’ler ve xxx’ler için bir şey söylememişler. Oysa asıl biyolojik meta-kadın’lar onlar (burada ‘trans-‘ için iki kullanım olmasın istendi).
Terf’lerin dayanağı, trans-kadıların şiddet gösterdiği ama biyolojik kadınların şiddet göstermediği. İşte bu, tümüyle büyük inkarcılık olmakta. Kadınların çocuklarına yönelik şiddetleri, tüm kültürel modlar için kayıtlı, çünkü kadın çocuk üzerinde % 100 otorite sahibi.
Bir de, Musevi ve ‘holocaust’ kullanımı durumu var. Museviler, ‘holocaust’u yalnız ve yalnız 1940-1945 için kullandırtmak istiyorlar. Oysa 5 milyonluk katliam, tarihin en büyüğü değil, belki onuncusu bile değil.
Artı, toplama kampından kurtulan bazı Museviler, orada kendilerine yapılanları ve hatta fazlasını Filistinliler’e yaptılar. Dünün mazlumu, bugünün zalimi, (artı öbür günün yeniden mazlumu) durumu ve söylemleri.
Türkiye gibi bir yerde, Fatma Berktay gibi biri bile, tek bir kadın kategorisi ve söylemi olamayacağını görebiliyor ve söyleyebiliyor.
Bu; Lgbti, işçi, Musevi, şu bu için de böyle. İsrail kurulmasın isteyen Museviler vardı örneğin.
Dolayısıyla geliyoruz, Dünya’nın en büyük kategorileri sayılan sınıfa ve kadına:
Hiçbir kadın tüm kadınlar adına konuşamaz.
Hiçbir kadın veya feminist, tüm kadınlar adına, için, yerine, geçerlilik savında kuram üretemez.
Bu, epistemik faşizm ve epistemik engizisyon olur. Oldu da. Oluyor da. Olacak da.
Çıkış:
Bir anarşist olarak, bunu anarşizm için de den-den’ledim.
Demek ki gereken, birbirinden şimdilik yalıtık olan, bağımsız evrilen, mikro-epistemik eko-sistemler: Komün-kampüs arası ölçeklerde.
Çoğul feminizmler evet ama birarada yaşamaları hayır.
(26 Kasım 2019)

Hiç yorum yok: