Ne yazık
ki eksik ve zayıf ele almış.
Bu konu,
disiplinlerarası ve çokdisiplinli bir konu.
Burada,
hem ekonomi tarihi, hem de intihar tarihi bileceksin.
+
Bilinen
ve kayıtlı toplu intihar dönemi 1920’ler Almanya’sı.
Banker
Kastelli oluşumlara para yatıran vce batıran veya emekli maaşları kesilen
emekli ve yaşlı Almanlar, dizi halinde intihar etmişler.
Burada,
medya geştaltı yok. Çünkü, o zamanlar gazeteler bunları az yazarmış. Püriten ve
sansürlü dönem yani.
Şimdi de
medya geştaltı var, çünkü naklen intihar var. Şov eğilimi var. Acının duyulması
son çığlığı yok artık.
Ancak,
şimdiki gibi sınıf atlama arzusu o zaman da var. Borç o zaman da var.
Şimdilerde kredi kartı var fazladan. O zaman senet falan varmış.
Kriz ise
hep var. Kaybedenler de öyle.
Şerh:
Kaybedenler
bu durumlarda hep en alttakiler değil. 9 sınıf üzerinden 1’e kadar çıkabiliyor
ekonomik iflas durumu, bir zamanların Beşiktaş kalecisi Sabri Dino’nun intiharı
gibi, Banker Kastelli bile intihar etti sonunda, kimbilir kaç kişinin
intiharına neden olduktan 20 yıl sonra.
Psikolog
bey, bunları bilmiyor gibi.
Onun
tarzı klasik sol:
Sınıf,
herşeyi çözer ve yıkar, bemibeyaz hemi de.
+
“İşçiler
arasındaki "kardeşlik" bağlarının zedelenmiş olduğu, şiddet ve
baskının yoğun olduğu koşullarda bu deneyimlerin daha zorlayıcı etkiler
yapacağını düşünebiliriz.”
Hayır.
Sınıfsal
dayanışma intiharı engellemez.
Psişik
ve sosyik etkiler farklı işler çünkü.
+
“İkincisi
ise, muhalif konum almanın kendini, sistemin gizlediklerini ifşa etme ve
duymayanlara duyurma çabasına sıkıştırma riskiyle ilgili.”
Yarı
hayır.
Yukarıda
imledik.
Şov
durumu da var.
“… sistemin
gizlediklerini ifşa etme ve duymayanlara duyurma…”
Sistem
hiçbirşeyi gizlemiyor ki.
Diyor
ki:
Tüket
veya öl.
Tüketmeyeni
öldürüyor da.
Öldüremediklerinin
bir bölümü de intihar ediyor.
Sistem
onları daha sağacağını sandığı için öldürmüyor ayrıca.
Sistem
her daim acımasız ayrıca, yani kapitalizm son demlerinde acımasız olmuş falan
değil.
Ayrıca
sistem, herşeyi duyuruyor, seni haber yapıyor, senden, senin ölümünden de para
kazanıyor.
Çünkü
kitle, Gramsci tipi, negatif sembiyözde ve işbirliğinde.
Senin
ölümünü naklen izleyip, keyifleniyor yani.
Yani
kitle düşenlerin ve ölenlerin üzerine / omuzlarına basıp, öylece boğulmuyor ya
da boğulmasını erteliyor yalnızca.
+
“İntiharların
medya üzerinden yayılması sorusu üzerine de, şöyle düşünebiliriz. Sınıf
bağlarının ve kurumlarının bu kadar zayıf olduğu durumlarda medya insanların
duygusal yatırımları için önemli bir odak noktası oluyor, olabilir ve kendimizi
bu nedenle "medyanın dilini" daha fazla tartışmak zorunda hissediyor
olabilir veya medya aracılığıyla "etkilenmeler" daha fazla oluyor da
olabilir.”
Çevir
kazı yanmasın.
Kulağını
tersten göster.
Yahu,
1980 yapımı, Tavernier’in ‘Naklen Ölüm’ü var.
1986 BBC
yapımı, ‘Televizyon’ belgeselinde, yapımcılara naklen ölüm istenirse, ne
yapacakları sorulduğunda, göstereceklerini söylüyorlar.
40 yılda
ayamamış bazıları yani.
+
Basit
bir örnek:
Türk
solunun en uzun soluklu TKP çizgisindekilerin bir bölümü 1980’den sonra,
Moskova’da eğitim gördü, bir bölümü intihar etti, bir bölümü TKP’yi terketti,
bir bölümü hala TKP’li, bir bölümü Fethullahçı oldu, bir bölümü liberal oldu.
Bunun
sınıfla ilgisi yok yani.
Kişisel
tercih / seçim yani.
Üstelik
kişi, ne yapacağını kendi bile bilemiyor
olabiliyor yani.
Şimdiki
intiharlar da öyle.
Belli
sayıda kişi intihar edecek ama hangileri belli değil önceden.
+
“Bu nedenle
sistemin çirkinliğini, çarpıklığını yıkıcılığını ifşa etme yönteminin ötesine
geçip, inşaya yönelmemizin anlamlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü esas
"bilinmeyen" ifşa edilen gerçekliğin yerine neyi ne şekilde
koyacağımız.”
İfşa ve
inşa.
Güzel
söz oyunu.
Paradigmanın
iflası var, paradigmanın kayışı var tamam.
Ama yeni
paradigma yok.
Kapitalizm
denilen paradigma, 250 yıllık koloniyalizmden sonra, ancak inşa edildi.
Kapitalizm
de 250 yıllık oldu ve ölüyor, ona da tamam.
İkinci
Sanayileşme, Bilgi Çağı, Robot Çağı, Uzay Çağı da geldi, tamam.
Ama yeni
paradigma nerede, yeni yaşam formu önerisi nerede, eksodus nerede?
Yok.
Boş ve
bol laf var yalnızca.
O
nedenle insanlar boşta ve başsız kaldılar. Sürü kendi kendine uçurumdan aşağı
atlıyor yani.
Alternatifsizlik
veya öğrenilmiş çaresizlik var yani.
Kurtarıcılar
ortalığı feçese boğdu yani.
İntiharın
eşiğindeki önündeki insanı geri döndürmeyi becerebilmek çok zordur yani.
Kaş
yaparken, göz çıkarmayın sayın psikologlar yani.
Bilmediğiniz
konuda susun bari yani.
(9 Kasım 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder