O kanıda
değiliz.
AKP, 3
darbenin ve 3 liberalizmin son halkası. İnkıtalara girdi, 10 yılda gitmedi, 17
yıldır başımızda.
Bizde
liberalizm, 1980’de değil, 1983’te geldi. Özal, önce Demirel, sonra Evren ile,
sonra tek başına çalıştı. Yani bir bakıma, 3 darbe bile, birinci liberalizmi
hemencecik uygulatamadı. Artı, sıfırıncı liberalizmi uygulamak isteyen Menderes
asıldı.
Dolayısıyla
tarihe yeniden bakalım.
+
3 darbe,
Cumhuriyet ilkelerini öldürdü. Olmadık bir iç tüzük maddesiyle, bahane
yarattılar.
3 büyük
darbenin yanısıra, 4 darbecik / darbemsi daha oldu.
Atatürk
ilkelerinde kesinkes darbecilik yok. Çünkü Atatürk 1909’dan bu yana askerlerin
yaptıklarını biliyordu ve zaten kendisi askerdi.
İnönü,
başbakan olunca, ilk iş üniformasını çıkardı.
Yine de,
Çakmak 23 yıl genelkurmay başkanı olarak kalabildi. Güç yetme sorunu yani.
Laikliği
de askerler ezdi geçti. Yeşil sermayeyi ilk kez Evren soktu bu ülkeye.
Tüsiad-ordu
ilişkisi tuhaf. Milli olamayan montajsal sanayi ile milli olamayan ordu
işbirliğinde oldu. Devletçilik, böylelikle ezildi geçildi.
Geriye
de pek bir şey kalmıyor.
Bu
sürecin, 20 yıl, başbakan asılması, 5 bin ölü, şu bu aldığını, yani sancısız ve
hoppadanak olmadığını unutmamak gerekli.
+
Sonrası
bildik hikaye.
1983,
1993, 2003 liberalizm dalgaları mevcut.
Global
liberalizm, 2007’de karaya oturdu ve hala denize dönemedi. Dönebilecek gibi de
görünmüyor.
Bizim
lümpen burjuvazi işbirlikçi çıktı.
Bedavaya
KİT’leri aldı.
İthal
malları fahiş fiyatlarla sattı.
Sözü
geçen dönemde 4,5 trilyon dolar boşa gitti.
Bunun
yaklaşık yarısı AKP’ye fatura edilebilir, 2,25 trilyon doları yani.
Bu;
bakış açısına göre değişmek üzere, Türkiye’ye en büyük zarar olabilir, maddi
zarar çünkü.
Manevi
zarar olarak ise AKP; aile, ordu, polis, devlet, şu bu dahil, tüm ana toplumsal
kurumları darma duman eyledi.
Bizce,
en büyük zarar bu. Çünkü bunun telafisi hiç mümkün olamayabilir. Ekonomik borç,
şu ya da bu biçimde ödenir ama. Osmanlı da ödemiş zaten.
+
Alın
teri, sol söylem. İşsizlik, sağ söylem.
Bundan
40 yıl önce bir memur, emeklilik ikramisiyle ev alabilirdi. Artık alamaz.
Tersine
AKP, 1 birimlik evi 5 birim fiyatla satarak, çok acaip bir iş yaptı. Üstelik o
artı-değer piyasaya geri de dönmedi.
Dönelim
işsizliğe:
Sosyal molozlar, üniversite mezunu ve vasıfsız-altı oldu.
Eğitim
ve sağlık hizmetlerinin bitmesi, diğer bir korkunç zarar ama tamir edilebilir.
Paranın
reel ekonomiden çıkması, yatırımın ve istihdamın durmasına neden oldu. Bu,
ekonomik anlamda, alın terinden daha önemli.
+
“Araştırma
sonuçları değerlendirmesinde, kadınların okuma oranındaki artışa da dikkati
çeken Ağırdır, bu artışta ‘apartmanlaşma’nın etkili olduğunu söyledi.”
Öyle
değil.
Alaturka
İslam; modernleşti, siyasallaştı ve dünyevileşti ve bunun bedeli çok çok ağır
oldu ülke için. Muhafazakar kadınlar, ahlaken aşırı dejenere oldular. Gonca Güriş, bunu dile getirdiği için öldürüldü.
Köylülükten,
önce gecekondululağa, sonra varoşluluğa geçiş ise, lümpenleşme demek oldu.
Üretimden kopmak demek oldu bu.
Gerçek
sosyal momentten bu kadar uzak bir saptamayı Ağırdır’a yakıştıramadık doğrusu.
+
“KONDA’nın
yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de okuma oranı 2018’e göre yüzde 12 artarak
yüzde 42’ye ulaştı.”
Kesinlikle
geçersiz bir saptama.
Kitap
daha çok alınıyor, daha çok okunmuyor.
+
“Ağırdır,
eskiden olduğu gibi köyden çıkan birinin Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ni
kazanma ihtimalinin veya ortalama bir üniversiteden mezun olan birinin Boğaziçi
Ünversitesi mezunu ile rekabet edebilme ihtimalinin giderek sıfıra indiğine
dikkati çekti.”
Öyle
değil yine.
Tüm bu
okulların niteliği öyle düşürüldü ki oradan mezun olanları kimse işe almak
istemiyor artık.
+
AKP,
toplumu değiştirdi, doğru.
AKP,
Suriyeli göçmenler ve 400 bin eğitimli-paralı dışa göç ile toplumu
ümmileştirdi. Tam da, onların lümpen muhafazakar anlışına uygun bir davranış.
Ki bu da
en büyük zararlardan biri. Ümmi ünvirsite mezunları var bu ülkede artık.
+
AKP 2
yılda gider.
Tamirat
20 yıl sürer.
Global
tarihçe izin verirse, Türkiye bataktan çıkar, yoksa 50-100 yıllığına karanlığa
girer.
(13 Kasım 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder