Dram ile
melodram arasındaki fark, melodramlı bir öykünün sizin en kolay manipüle
edilebilen taralarınıza çalışmasıdır.
Rojava’yı
bir sinemacı anlatmış ve melodram olmuş.
Eh, biz
de onu trajikomik kılalım bari:
+
“Biz ABD
ile sadece askeri ittifak içerisindeydik…”
Biz,
seviyeli bir arkadaşlık içindeyiz.
Magazin
basının klişesi.
Bu da,
tarih basınını klişesi olmuş.
Aramızda
başka bir şey yok, yalnızca arkadaşız.
+
“Mevcut
Suriye krizini çözüme kavuşturacak, yıllardır akan kanın önünü alacak tek çözüm
yolu; bizim sunmuş olduğumuz ve yönetim modeli haline getirdiğimiz “Demokratik
Özerklik ve Demokratik Suriye Federasyonu" projemizdir.”
Peki,
sizin erkekleriniz, özellikle de yaşlı erkekleriniz, yani gerontokratlarınız,
neden size destek olmadılar?
+
“Gerçekçi
yaklaşım diyorum; çünkü Avrupa sol örgütlerinin çok fazla ütopik bir bakış
açısıyla yaklaştıklarını düşünüyorum. Ortadoğu üzerindeki kirli hesapları
politikaları görmüyorlar.”
Ütopik
değil, pragmatik ve oportunist.
Fransız
solu, sosyalist partilerinin Suriye’de sivil öldürmesine hiçbirşey demediler.
+
“Başta
Slavoj Žižek’e devrim mücadelemize verdiği destek ve gerçekten mevcut Ortadoğu
politikalarına gerçekçi yaklaşımlarından kaynaklı teşekkürlerimizi sunuyoruz.”
Kılavuzu
karga olanın, burnu feçesten kurtulmaz.
+
“Yaşanmakta
olan ve her geçen gün derinleşen kriz, devletli uygarlık sisteminin krizidir.”
O doğru.
Doğru
olan başka bir şey daha var.
Daha
önce 13 tane oldu, bu 14.’sü. Şimdiye kadar hiçbiri durdurulamadı.
+
“İslam
adı altında, dünyanın dört bir tarafında ne kadar kirli, suçlu ve barbar varsa
topladılar.2
Onu,
YPG-PKK adı altında siz de yaptınız.
+
“Halk
arasına sızdırılmış onlarca çete hücresini harekete geçirdiler; arka cepheye,
şehir merkezine, bize ait yol kontrol noktalarına ellerine geçirdikleri askeri
kıyafetlerimizi giyerek saldırdılar. Bu yüzden büyük bir kargaşa yaşandı. IŞİD
mahkumları ve cezaevleri harekete geçti, birçok kez kaçmaya çalıştılar.”
İlginç.
Bu
itirafı beklemezdik.
Çünkü
tam da öyle olduğunu tahmin ediyorduk.
Ve bunun
geleceğini öngörüp, önlemini al(a)mayacaklarını da.
+
“Serekaniye
yaralıları hastanelere ulaşınca uzman doktorlarımızın da tespitleri üzerine
beyaz fosfor dedikleri kimyasal silahlar tarafından katliam yapıldığından kuşku
kalmadı. Bunun bütün kanıtlarını topladık, paylaşıyoruz.”
Bu, hala
doğrulanmadı. Alanda tarafsız kuruluşlar var. Dolayısıyla, ortada bir
dezenformasyon sözkonusu.
+
“Çok
geçmeden anladık ki Rusya ve ABD bu katliam planlarına dahiller ve daha önceden
hazırlamışlar ve anlaşmışlar. Bu kirli pazarlıkların ortasında yalnız
bırakıldık.”
Kaçıncı
kere böyle oldunuz?
Neden
hala öğrenmiyorsunuz?
+
“Erdoğan,
Bahçeli ve Perinçek üçlü ittifakının savaş hükümeti var.”
Perinçek
sizinleyken, mutluydunuz ama.
+
“Türk
devleti, Suriye’nin bütün kuzeyini işgal etmek, burada yaşayan, başta Kürtler
olmak üzere, milyonlarca farklı halktan insanı tehcir ve tenkil etmek istiyor.”
Kürtperver
köşe yazarlarının hikayesini anlattığı üzere, sizler orada yalnızca 100 yıldır
varsınız.
Kürt ve
Arap kuşakları değişimli olarak kuruluyor. Son 10 yılda Kürt kuşağı kurdunuz.
Yeniden Arap kuşağı kurulacak.
+
Çıkış:
Evet,
kadınlar devrim yapacaklar.
Ama bu
kadınlar değil.
Evet,
kadınlar devrim yapacaklar.
Ama
orada değil.
Evet,
kadınlar devrim yapacaklar.
Ama 4.
Dünyalılar hiç değil.
Başörtüsüyle
devrim yapılmaz.
İran’da
gördük onu, karşı devrim yapılır ancak.
Çok
basit:
O
komün-otonomi, Kuzey Suriye’de değil, Pasifik ortasında bir adada olsaydı,
yaşardı.
Ateist
olsaydı, yine yaşardı.
Anarşist
olsaydı, yine yaşardı.
Demokrat
olsaydı, yine yaşardı.
(18 Kasım 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder