Paçacı,
taa Gırgır / Oğuz Aral döneminden kalan ender çizerlerden biri.
Kendisi
azınlıktan.
Yine
azınlıktan bir fotoğrafçıyla birlikte, 1980 öncesinde zor zamanlar yaşamıştı.
Aradan
40 küsur yıl geçmiş. Gırgır bitmiş, Limon bitmiş, Penguen bitmiş ama Paçacı
hala çizer.
Dolayısıyla,
kendisini (olumlu anlamıyla) bir dinozor çizer olarak dinliyoruz:
+
“Türkiye
entelektüelleri, istedikleri çoğu şeyi, istedikleri gibi çizemedikleri için bir
çöküş yaşıyor."
Bundan
emin değiliz.
Durum,
Paçacı’nın algıladığından biraz daha farklı.
Çizerler,
reklam, senaryo ve çizgiroman alanına kaydılar. Bu, eskiden hayal bile
edemeyecekleri bir şeydi.
Sorun da
orada:
Yol
kapalı değil, açık ama çizerlerin zihinleri kapalı. Çıkış lounu göremiyorlar
da, yaratamıyorlar da.
+
"Karikatür,
Türkiye'de geri bir sanat.”
Ondan da
emin değiliz.
Uluslararası
Aydın Doğan Karikatür Yarışması’na gelen ve ödül kazanan karikatürler yıllardır
kataloglarda ortada. Karikatür, Dünya’da bile, 40 yıl önceki yerinde sayıyor.
Bunun da
nedeni şu:
Modern
resim, modern dans veya etno-caz müzik, zaman zaman avangardın avangardı
olarak, global öne çıkış yaşayan sanat dalları. Bir ara karikatür de öyle
olmuştu. Karikatürcüler, bu nesnel çıkışı kendi öznelliklerinin yarattığını
sandılar ama öyle değildi. Kültürel zemin inince, karikatüristler de indi.
+
“Bence
karikatürist muhalif olmalı.”
Bir
karikatürist, ne politik konuları çizmek zorunda, ne de muhalif olmak zorunda,
yalnızca eserlerinin hesabını vermek zorunda, yoksa istediği eseri verir veya
vermez, onun bileceği iş.
+
“Agos’ta
nasıl başladığımı da, öncelikle teknik olarak anlatayım. Daha önce Beyoğlu’nda
sanatın etkin olduğu bir kafem vardı, o zamanlardaki alışveriş merkezi
furyasında tehdit edildim ve sonrasında o kafeyi kaybettim. 2008 yılında orayı
kaybedince, tekrardan çizmeye döndüm ve Penguen dergisinde çizmeye başladım. O
sırada da içimden bir duyguyla, tekrardan Agos’a da çizmek istedim. Daha önceden
çizememiştim, Hrant Dink’le anlaşamamıştık. Neticesinde tekrar karikatüre
dönünce bir borç gibi Agos’a çizmek istedim. Etyen Mahçupyan vardı, daha
demokrat bir kişilik, daha mülayimdir. Sonucunda siyasi olarak anlaşamasak da,
kişilik olarak anlaştık. 2008’den bugüne kadar da çiziyorum. Yani öyle bir
dönemeç var, 2008’de tekrardan mizah dergilerine başladım ve Agos’ta da çizmeye
başladım.”
Türk
Ermenisi olarak, bir Hürriyet yazarı hanım da, Agos ve Dink ile benzer
sorunları yaşamış.
Liberalleşme
sürecinin karikatüre yansıması da böyle olmuş.
+
“Penguen’le
anlaşmam mümkün değildi. Ekip iyiydi, tanıdıklar da vardı, gençler tabii. Ama
okuyucusu, çocuk denecek kadar genç bir kitleye hitap ediyordu. Korkuyorlardı
benden.”
Buna korku
denebilir mi, emin değiliz.
Sonuçta
çiçeçiği burnundalar ile çiçeği kurumuşlar birden çok farklı kuşaktan.
Zamanında, Aral da bunu Ortaç ile yaşamış.
+
“Hıbır’da
ne kadar devam ettiniz?
Çok uzun
sürmedi. Orada da anlaşmazlıklar çıktı.
Karikatüristler
arasında neden çıkıyordu bu anlaşmazlıklar?
Siyasi
birçok etken oluyor. Çeşitli açıklamaları oluyor ama tabii ki Hıbır da tabii
siyasi bir hareketti. Tamamen siyasiydik. Ben ‘içimize İslami bir ajan girdi’
diyordum…”
Kastedilenin
kim olduğu belli. AKP döneminde yıldız parladı. Adını vermeyelim. Ailenecek,
lümpen bir çizginin ilginç tonlamalarını dokudular.
+
“Peki
sizce Türkiye’de karikatürün kurtuluşu nasıl olacak?
Türk
karikatüristlerde intihar geleneği var. İntihar ediyorlar, yani fiziksel olarak
değil de ruhsal olarak, mesleki olarak intihar ediyorlar. Çizerek intihar
ediyorlar.
Sizce
buradan nasıl çıkılacak, bir umut var mı?
Çizerlere
karışmak istemem ama çoğunda umut yok bence. Ben halimden memnunum. Aslında iyi
çizebilenler var, birliktelikler de oluyor ama daha sonra birbirlerine
giriyorlar. Kendimi onlara karıştırmayı hiç istemiyorum. Böyle olmamalı…”
O kadar
açmaz mı, emin değiliz.
Ot-Kafa
çizgisi, edebiyat dergisine karikatür sokarak, lümpenlik üzerinden de olsa,
değişik bir durum yarattı.
İntihar durumu
ise ayrı konu.
Kültürler
batarken ve biterken, bu intihar geleneği ortaya çıkıyor. Yoksa, karikatür
bitiyor falan değil.
(2 Kasım 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder