Üzerine
100 kitap yazılabilecek bir konu. 1 makale yazalım.
+
“politize
olmak, hayatımızın politik sayılan ve sayılmayan –fabrika, büro, mutfak, sokak
vb. - alanlarında olup biten her şeyin toplumsal sebeplerini anlamak,
anlamlandırmak ve bunlara politik müdahalelerde bulunmak demek.”
Genelgeçer,
klişe, basmakalıp bir dizi.
Daha
fraktal bir açılım niyetine:
Birinci
derecede politika; ekonomi ve militarizm ile ilintilidir. Yönetmek ve
yönetilmekle ilintilidir. Sömürü de işin içine dahildir.
+
“… olup
biten her şeyin toplumsal sebeplerini anlamak, anlamlandırmak…”
Çok
iddialı.
Konsensus
sağlanamayan, sağlanamamış bir tez.
Sol da,
sağ da, kendi içinde olup biteni farklı anlamdırıyor.
Olayı
sosyolojiden kültürülojiye genişletmek tikelden tümele açılım için uygun bir
düşünce aracı.
Ağaca
bakarken ormanı da göreceksin, ormana bakarken ağacı da göreceksin.
En genel
tez:
Bir
çöküş dönemindeyiz.
En özel
tez.
Pasta
bitti. Paylaşım savaşı başladı. Ki hep böyle olageldi.
Bu da;
sınıflararası ama özellikle de sınıf-içi
savaşımlar zamanı demek.
+
Dolayısıyla,
tek bir bireyin tüm alanralra politize olması bir hayal.
Ki o
nedenle, eşcinsel olan ve bunun savunan bir seçmen AKP’ye oy verebiliyor.
Dolayısıyla,
insanların öncelik sıralarına geliyoruz.
Kimi
ekmek veya pasta peşinde, kimi özgürlük.
Kimi pasta için köle oluyor, kimi ekmeksiz özgürlük peşinde.
+
“kıstırıldığımız
bu çemberi, bu tuzağı kırmanın, başkalarının apolitikliğiyle ilgili sorumluluk
duymanın, ortak hayatımızdan dışarı adım atmanın zamanı gelmedi mi?”
Kıstırıldığımız
bu çember, apolitiklerin değil, politiklerin nedeniyle gerçekleşti.
AKP % 50
sorumluysa, CHP de % 35 sorumlu.
Bu
ülkenin % 60’ının partisi yokken, oy vermeyi zorunlu sayan şavalaklar
politikler değil mi?
+
Çok
basit.
Soruyu
doğru sor, yanıtı öyle al.
Yani.
Bakış
açını, statünü değiştir.
Üzerinde
oturduğun sandalyeyi yerden kaldıramazsın.
(17 Kasım 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder