Çarşamba, Kasım 13, 2019

Ergin Yıldızoğlu: İlginç Zamanların Halleri


2019 momentiyle, Yıldızoğlu ve Uzgel, gerçeklere en yakın asimptot alan köşe yazarlarından. Ancak ikisi de, konuyu ve yazıyı gelişitirince, gerçeği teğet geçip ondan uzaklaşıyor.
+
İlginç zamanlar, heyecanlı zamanlar olarak da çevrilir. Çince değil mi? Uydur uydur söyle.
+
““Dilerim ilginç zamanlarda yaşarsın”, ünlü bir Çin bedduasıdır. Kısa bir ufuk turunda rastlayacağımız gariplikler, bu bedduanın gerçekleşmiş olduğunu gösteriyor.”
Peki, o dönem ne zaman başladı?
Biz, 11 Eylül 2001’de başladığı kanısındayız. Yani, fenomenlere değil, onoslara bakarız, baktık da. Olaylar, olduktan sonra değil, olmadan önce yorumlarsanız, felaket önlenebilir olur. Şu anda felaket yaşanıyor, ancak ölü sayabiliriz konumdayız.
+
““Bir dönem bitti, yenisi başlayamıyor” saptaması bir “geçiş” değil “geçemeyişe” işaret eder. “Bu geçemeyiş”, akla Hegel’in “kötü sonsuz” (“değişemeden kendini tekrarlayarak büyümeye devam etme”) kavramını getiriyor. “Kötü sonsuz” içinde, şeyler giderek canavarlaşırlar.”
Başı iyi başlıyor, devamı berbat.
Tarihte, A döneminden B dönemine öyl şakkadanak hiç geçilmedi. Yani, bu kaos dönemleri çok kez yaşandı. Şu anda tarihin 14. çöküş dönemindeyiz örneğin. Üstelik, Dünya Sistemici’ler bunu gerçekleşmeden öngördüler ama bu çıkarımsal-bilgi’yi inkar ettiler.
Ama bunun kötü olması ne demek ki?
Az sayıda, güçlü, ezici devlet mi daha kötü; çok sayıda, güçsüz, yönetemeyen devlet mi?
İkisinin de kötü yanı çok.
Devletin kötü yanı, iyi yanından daha çok zaten. En azından bireyler için. Sürü için değil ama.
Demek ki, A dönemi var, B dönemi var, aradaki geçiş dönemi var. Maksimum sikluslar 400 yıllık. Dönem başına 133 yıl düşer. Bunun 19 yılı geçti. 2200’den önce de, dengeli bir global moment umulmuyor gelecekbilim hesaplarına göre.
Yıldızoğlu, bunu ıskalamış.
+
Devamında ikinci parça:
“Bugünkü kapitalizmin kurucuları, İngiltere’ye, ABD’ye bakınca, “ilginç” saçmalıklara rastlıyoruz.
Bu saçmalıkların başında, seçkinler piramidinin zirvesindeki kimi seçkinlerin, “seçkinlere karşı savaş açma iddiası” geliyor.”
Neden saçmalık olsun?
Kitle içinde olsun, iktidar seçkinleri içinde olsun, iç savaş olması, görülmüş durumlardan.
Örneğin ABD-Trump için, ülkeci kapitalistlerle uluslararası kapitalistler kaqıştı, şimdilik ülkeselciler önde.
Ayrıca, it iti ısırmaz, falan değil.
AB tarihinde, kralların % 25’i kardeş kavgasında kellesini yitirmiş.
Şimdilerde de ÇÜŞ’ler, çevrecileri mafyaya öldürttürüyor. Paranın, dini imanı yoktur, katli vardır.
+
Köşe yazarının metninde başka parça yok.
Oysa yaşamda ve tarihte; 7 global makro-makro kriz var.
Hegemonların kendilerini yok edişleri var.
Aydınlanma’nın kendini imhası ve tasfiyesi var.
+
Yani, Yıldızoğlu duymuş bir laf, ilginç bulmuş, üzerine karalamış bir şeyler.
+
Çıkış yolu:
“Sağ ve merkez partileri iflas etti. Irkçı / dinci faşist canavarlar, böylece açılan boşluğa doluşuyorlar. Sol kendini toparlamadıkça, halk demagogların peşinden gitmekten, faşist canavarları beslemekten vazgeçerek bir özneye dönüşmedikçe, kötü sonsuzun ilginç zamanlarında yaşamaya devam edeceğiz.”
Abimiz, 1990 sürecini yok sayıyor.
AB’de sol partilerin oy kaybını yok sayıyor.
Uç sağ yükselirken, uç solun da yükseldiğini, halk isyanlarınn geldiğini yok sayıyor.
Hem bilmiyor, hem bilinçsiz.
Klasik klişeyi sallıyor yalnızca.
+
Bilgi Çağı’nı, 2. Sanayileşme’yi, Homo Posterus’u, gelecekbilimi hesaba katmayan bir politika bilimi artık geçersiz.
Küçük ve orta burjuvalar, yeni paradigmalarla pazarlık yapıyor.
Büyük burjuvalar ise, herkesi ve herşeyi yok etmeye çabalıyor.
Kitle, bildiğiniz kitle, bildiğiniz sürü.
Sürpriz yapması çok çok nadir.
Hasan Sabbah ve Spartacus gibi liderler, daha da nadir.
Dolayısıyla yaşanan, külütrel fermentasyon ve ozmosis.
Yeni Kavimler Göçü.
114 yılımız daha var. Geçeriz bir şeylere.
(13 Kasım 2019)

Hiç yorum yok: