Salı, Kasım 05, 2019

Dünya Bankası'ndan Türkiye tahmini


“Dünya Bankası Türkiye ekonomisinin bu yıl ,geçen yıla kıyasla değişiklik kaydetmeyerek, sıfır büyüyeceği, 2020’de ise, % 3 büyüme sağlayacağı tahmininde bulundu.
2021 yılında ise, % 4 olması bekleniyor.”
Ne kadar gerçekçi.
Orta karar, diyelim.
Öncelikle küçülmenin nasıl terkedileceği sorununun yanıtı verilmeli.
Üretim de azalıyor, tüketim de azalıyor, yatırım da sıfır gibi. Bir tek devlet harcamaları artıyor. Devlet, tek başına o kadar büyüme yaratır mı?, o belli değil.
Ancak, Dünya Bankası’nın tahmini doğrudan şu anlama geliyor:
Erdoğan, en az 2 yıl daha dayanabilir.
Bu da, Batı’nın neden arayış içinde olmadığını açıklar.
Nasıl olsa gitmeyecek birini itelemek, onu daha da güçlendirebilir çünkü.
Eh, parti-içi 2 muhalif, 1 yılda 2 parti kuramadığına göre, işlerin yavaş gitmesi olağan.
Savaş bir yere varmadığına göre, işlerin yavaş gitmesi olağan.
Muhalefet, kazandıktan sonra bile, muhalefet yapamıyorsa, işlerin yavaş gitmesi olağan.
Teorik olarak, işlerin kilitlenmesi gerekirdi. Hükümetin örtülü olarak, batmamayı zorlayıcı manipülasyon araçlarını (saklı döiz işlemleri gibi) kullandığı önesürülüyor. Hesapça, para ve güven böyle geliyormuş.
Çıkış:
Basit:
1980-2010 arasında klasik ekonomik kurallar hegemonlar tarafından aşırı zorlandı. Son 10 yıldır geriye dönmeye çabalıyorlar ama dönemiyorlar.
Türkiye’de ise, parlamenter sisteme ve klasik ekonomiye geri dönüş işi, muhalefete yıkılmış gibi. Fatura da öyle.
Yani, AKP gidip, CHP geldiğinde, CHP içecek su bile bulamayacak gibi.
(5 Kasım 2019)

Hiç yorum yok: