Parvus,
Neçayef’in teorisizi ve fiilen oportunisti. Daha başarılı hem de.
Soru:
Parvus: Atatürk, Hitler, von Papen ile karşılaştı mı?
Parvus,
Balkan Harbi’nin yazan Troçki’yi de teroik olarak geçiyor. Osmanlı’nın Mali
Tutsaklığı, Balkan Harbi kitabından daha gerçekçi, osmanlı portresi olarak
yani.
Neçayef
anarşistti ama Parvus bir sosyalist sayılamaz. Yaptıkları, tipik bir casus çokkişilikliliği ve mental konfüzyonu
içeriyor. Çünkü çok fazla faktörle ve elle oynamaya kalkıyor. Bir de, tarihin
zor bir döneminde başa güreşiyor.
Neçayef,
1880-1914 anarşistleri tiplerinin prototipi.
Parvus
ise, bir John le Carre protottipi.
Parvus’un
İttihat ve Terakki’yi kavramadığı kesin. Doğu’nun komitacılığını da öyle.
Lenin’in
ona temiz elden söz etmesi, gülün bile değil. Dinime küfreden komünist olsa,
durumu.
Parvus’un
asıl antitezi Stalin. Parvus kovaladı, Stalin aldı yani.
Ancak
tarih sahnesinde Parvus ve Neçayef, tümüyle tez-antitez durumunda ve hangisinin
hangisi olduğu hem önemsiz, hem de belirsiz.
Parvus
biyografisinin son cümlesi şöyle:
“Geriye
kayıt ve para bırakmadı, oğullarının ikisi de Sovyet diplomatı oldu.”
https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvQWxleGFuZGVyX1BhcnZ1cw
Boynuzun
oğulları kulağı geçmiş yani. Lenin, babaya izin vermemiş ama Stalin oğullara
izin vermiş. Lenin de, Parvus da, 1924’te ölüyor.
Parvus
ile Stalin ve Troçki ilişkisi bilinmiyor.
Rosa
Luxemburg ve Gorki ile ilişkisi biliniyor. Onları dolandırmış gibi olmuş.
Lenin’i eleştiren Rosa 1919’da öldürüldü ve Gorki Stalin’e yanaştı.
Ne
hikaye ama.
(12 Kasım 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder