Bir
zamanlar böyle insanlar vardı.
Doğru
bellediği yolda, hapse girer, delirir, erken ölürdü.
Şimdilerde,
ezeli-ebedi ergenler oturduğu yerden kendini asi-nihilist ilan ediveriyor.
Gönül,
Türkiye’nin ilk vicdani retçisiydi.
Onu lisede
tanıdım. Saçını kestirmek isteyen müdürle tokadına dalaşıyordu.
Aynı
müdür, sonradan okula jandarma da soktuydu. Br zamanlar böyle sistemseverler de
vardı yani.
Onun
vara vara, Müslüman anarşistliğe varmısa tuhafıma gider hep.
Çünkü İslam,
anarşinin adının bile anılmayacağı mutlak bir düzendedir ya da onun peşindedir.
Tektanrılı
dinlerin demokrat olabileceği varsıyımı, demokrat general varsayımı kadar
boştur.
Üzücü
olan 2 şey var:
Bir: Gönül’ün
kendi eserlerinin eksik olması.
İki: Gönül
hakkında bir eserin eksik olması.
Sonuçta,
Gönül gibi insanların yakınları, bazı durumlarda, kol kırılsın, yen içinde
kalsın’ı tercih edebiliyor.
Saygı
duyarım.
Gönül
hakkında Google’da arama yapınca, 9 bin 740 sonuç çıktı.
Ekşi
Sözlük’te Türkçe Vikipedi’de onun için madde var. Popüler imiş yani.
Anılar da
var.
Muhtemelen
ben de onunla ilgili daha önce de blog yayınlamıştım.
Kimi
düşünürüm, erken ölenler, erken ölmese de, biz onlarla bugün iletişim
kurabilsek, ne konuşacaktık acaba?
Gönül’e
soracağım soru yoktu ama.
Onun
erken ölümünün, çektiği acılardan çok, yaşamının son yıllarında ulaştığı
rahatlıkla aşırı kilo alması olduğunu düşünmüşümdür hep.
Çünkü
ben de alkolle 110 kilo olmuştum ve kalp aritmisinden uyku apnesine kadar
birçok dert edinmiştim.
Biz
uzlaşmayanların çoğu erken ölüyor. Bazıları da, benim gibi, gereğinden uzun
yaşıyor.
Birilerinin
bunu karşılaştır-karşıtlaştır yapması gerekli.
Ölenlerin
ve sağ kalanları öykülerini yani.
Bence bu
Gönül’ü sevenlerin sorumluluğunda.
(10 Kasım 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder