Pazar, Kasım 10, 2019

Tayfun Gönül İçin


Bir zamanlar böyle insanlar vardı.
Doğru bellediği yolda, hapse girer, delirir, erken ölürdü.
Şimdilerde, ezeli-ebedi ergenler oturduğu yerden kendini asi-nihilist ilan ediveriyor.
Gönül, Türkiye’nin ilk vicdani retçisiydi.
Onu lisede tanıdım. Saçını kestirmek isteyen müdürle tokadına dalaşıyordu.
Aynı müdür, sonradan okula jandarma da soktuydu. Br zamanlar böyle sistemseverler de vardı yani.
Onun vara vara, Müslüman anarşistliğe varmısa tuhafıma gider hep.
Çünkü İslam, anarşinin adının bile anılmayacağı mutlak bir düzendedir ya da onun peşindedir.
Tektanrılı dinlerin demokrat olabileceği varsıyımı, demokrat general varsayımı kadar boştur.
Üzücü olan 2 şey var:
Bir: Gönül’ün kendi eserlerinin eksik olması.
İki: Gönül hakkında bir eserin eksik olması.
Sonuçta, Gönül gibi insanların yakınları, bazı durumlarda, kol kırılsın, yen içinde kalsın’ı tercih edebiliyor.
Saygı duyarım.
Gönül hakkında Google’da arama yapınca, 9 bin 740 sonuç çıktı.
Ekşi Sözlük’te Türkçe Vikipedi’de onun için madde var. Popüler imiş yani.
Anılar da var.
Muhtemelen ben de onunla ilgili daha önce de blog yayınlamıştım.
Kimi düşünürüm, erken ölenler, erken ölmese de, biz onlarla bugün iletişim kurabilsek, ne konuşacaktık acaba?
Gönül’e soracağım soru yoktu ama.
Onun erken ölümünün, çektiği acılardan çok, yaşamının son yıllarında ulaştığı rahatlıkla aşırı kilo alması olduğunu düşünmüşümdür hep.
Çünkü ben de alkolle 110 kilo olmuştum ve kalp aritmisinden uyku apnesine kadar birçok dert edinmiştim.
Biz uzlaşmayanların çoğu erken ölüyor. Bazıları da, benim gibi, gereğinden uzun yaşıyor.
Birilerinin bunu karşılaştır-karşıtlaştır yapması gerekli.
Ölenlerin ve sağ kalanları öykülerini yani.
Bence bu Gönül’ü sevenlerin sorumluluğunda.
(10 Kasım 2019)

Hiç yorum yok: