Cuma, Kasım 29, 2019

FT'den Türkiye analizi: Dış borcun ancak yarısını ödeyebilir


Bu, bir saptama.
İçeriden değil, dışarıdan bir saptama.
+
Sorular şunlar:
Türkiye, 2018’de de aşağı yukarı aynı durumdayken, borçlarını nasıl ödedi?
Türkiye, geçmişteki benzeri durumlarda, borçlarını nasıl ödedi?
+
“Analizde Türkiye'nin döviz rezervlerinin gelecek yıl yapılacak dış borç ödemelerinin ancak yarısını karşılayabilecek düzeyde olduğu öne sürüldü.”
Sayılar nerede?
“Son açıklanan rakamlara göre, MB döviz rezervi eylülde bir önceki aya göre yüzde 0.4 azalarak 101.1 milyar dolar oldu. MB Başkanı Murat Uysal, 9 Ekim'de yaptığı sunumda uluslararası rezervlerin kısa vadeli dış borç ödemelerini karşılayacak düzeyde olduğunu söylemişti.”
Kısa derken, 1 ay mı, 12 ay mı?
O 100 milyar dolarlık rezerv gerçek mi, kağıt üzerinde mi?
Hiçbiri belli değil.
+
Belli olan şu.
Nakit sıkıntısı olursa, Türkiye 2 yol izliyor:
Bir:
Adı sıcak para olan, beyaz veya kara kara-para buluyor.
İki:
Yüksek faizsel yüzdelerle borç alıyor.
Burada sorun şu:
Eskiden borç oranı GSYH’nin % 100’ü idi. Gelişmiş ülkeler için bile bunu % 200 yaptılar.
Oysa, ekonominin bazı temel parametreleriyle oynanmaz. Oynanırsa, oyun zıvanadan çıkar.
Sorun, global neo-liberalizm oyununun da zıvanadan çıkmış olması.
“Örneğin, Lübnan'ın gelecek yıl GSMH'sinin yüzde 170'i oranında dış kaynak ihtiyacı olacak.”
Bu, ödenebilir bir borç değil ama hala Lübnan’ı iflas etmiş saymıyorlar. İnekten hala süt ve et çıkar diye umuyorlar.
Not: Lübnan, G-20’ye dahil değil. Yani, bu duruma neo-liberalizm üzerinden gelmedi, savaş üzerinden geldi. Artı o savaş, Arap Baharı türü, 2010 sonrasıki krizler nedeniyle değil, çok daha önceden gelen bir mirasla, 1975-1990 arasında yaşandı.
+
Madem ki büyükler oyunun kuralına uymuyor, o zaman Türkiye, yine hafiften oyun alanının dışına çıkar ve yine para bulur.
Sonra, AKP gider, CHP gelir, bir bakar borç, 1 değil, 2 trilyon dolar.
(29 Kasım 2019)

Hiç yorum yok: