Davutoğlu
veya Babacan değil.
Herhalde
değil.
Olanaklarını
kullandılar.
Hatalarını
sergilediler.
Tarihin
dürülmüş defterine zarar olarak geçtiler.
+
Meclisteki
tüm partiler sağ, hem de ortanın epeyi ötesinde sağ.
Demek ki
sol bir parti gerek.
Uyduruk
kaydırık Türkiye İşçi Partisi değil ama.
Sosyal
demokrat.
Laik-ateist
arası.
Kürtler’le
sıkı pazarlık edebilecek.
Anti-militarist.
Anti-liberal.
AB
konusunu tartışacak.
NATO
konusunu tartışacak.
Avrasya
konusunu tartışacak.
Nüfusu
azaltacak.
Ekonomiyi
küçültecek.
Finansal
sektörü küçültecek.
+
Böyle
bir parti mümkün mü?
Hayır.
Kadrosu
yok çünkü.
Böyle
bir parti oy alır mı?
Hayır.
Seçmen
tüketim bağımlısı çünkü.
+
Tersine
bakalım:
Türkiye
2020’de halk isyanı gelir mi?
Hayır.
Seçmen
tüketim bağımlısı çünkü.
+
Bu
durumda süreksizlik gelecek.
Belki 50
yıllık, bol seçimli, hiç iktidarsız bir dönem.
Belki
gerçek bir iç savaş ve bölünme.
Ancak,
uluslararası politik yapı buna da izin vermiyor.
Türkiye
1970-2020 arasında, diğer tüm benzerleri gibi, 3. Dünya’lıktan 2. Dünya
yapılacak derken, 4. Dünya yapıldı.
Özetle:
Beslenme, eğitim, sağlık, 50 yıl önceki kadar.
Kişi
başına GSYİH ise, 50 yıldır Dünya ortalamasında.
Bu
açıdan bakınca, Türkiye tek örnek.
İnen
indi, çıkan çıktı çünkü.
Bir
parti bunlar için çözüm olabilir mi?
Türiye
kadrosuyla zor, Dünya kadrosuyla da zor.
Akla,
1100-1300 arasındaki beylikler dönemi geliyor.
Orada,
Cengiz Han 1200-1250 etkisi vardı.
Türkiye’nin
olduğu gibi sürmesinde, çevresinde parçalanan 10-15 ülkenin etkisi var. Tersi
olursa, önce yıkım, sonra birleşme ve büyüme gelir.
Yani:
Türkler
önce parçalanır, sonra birleşir.
(28 Kasım 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder