Salı, Kasım 05, 2019

'Yeter artık!' isyanları: Ümit Kıvanç


Acaba?
Durum daha çok, liberalizmin otuz dokuzuncu yılında 39 Harami fıkrası gibi oldu.
Bilmem kaç yıl sınıf atlayacağız diye inandılar, ancak 40 yılda sınıf atlayamayacaklarına aydılar, şimdi de isyan ediyorlar: Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Artı, sağ da olsa, sol da olsa, politika dalgadır, modadır, viraldir.
+
“İnsanların şimdiye kadar buna tahammül edebilmeleri garipsenmeli, küresel-kitlesel isyanlarda şaşılacak, sürprizli taraf arayacaksak.”
Aynen öyle.
Gecikmenin nedeni de hayaldi.
Şerh 1: Birileri gerçekten sınıf atladı ama % 1-5 oranda. Geriye kalan % 95-99 ise, açmazdaki duruma çok uzun sürede ayabildi.
Şerh 2: Birileri asgari ücretin yarısına geçinebiliyor bu ülkede ki çalışıyorlar. Oysa sosyal molozların günlük harçlıkları, o göçmen işçilerin yevmiyelerinin birkaç katı. İsyan edenler sosyal molozlar, göçmen işçiler değil yani, en azıdna Türkiye’de ama Fransa’da öyle değil. İsyana hakları var mı?, tartışılması gereken bir bkonu.
+
“Aynı anda dünyanın birçok ülkesinde insanların sokağa dökülmesine, şüphesiz tesadüf gözüyle bakamayız.”
İsyandaki ülkelerin hepsinin 4. Dünya olmasına da tesadüf gözüyle bakamayız. O 4. Dünya’nın 1980’de 3. Dünya olmasına da tesadüf gözüyle bakamayız.
1848, 1871; 1917, 1949.
100 yıl ve 4 dalga.
1980 geldi. 1990’dan beridir WTO isyanları dalga dalga sürüyor zaten. ‘Occupy Wall Street’ ve ‘We are 99%’ dalgaları da var.
Yani, bir gelenek var ve sürdürülüyor.
1980-2080 için bakarsak, bu dalgalar süercek ama araya isyansal bel kırıcı makro-makro krizler girecek: Su, gıda, enerji, iklim, nüfus, ekonomi.
Gidişin nereye olduğunu da, ‘Do not Resist’ belgeseli açıkça imliyor.
+
“Yolsuzluk da, dallı budaklı bir başka tema. Yolsuzluk artık, söylenir söylenmez çağrıştırdığı “yoldan çıkma” bağlamından kopmuş, müesseseleşmiş, başlıbaşına yönetme biçimi haline gelmiş bir olgu.”
Ve artı rüşvet.
Beyaz-kara paranın kaynağı, 1. Dünya ülkeleri için de öyle. Bu beyaz-kara para, kara-kara para kadar büyük üstelik.
Sorun, bugün 4. Dünya’da yolsuzluk yapanların neredeyse tamamının, bir zamanlar özgürlük savaşçısı veya Arap Baharı kurtarıcısı olmasında.
Eh, 1975’te de Arafat-FKÖ de ABD’ye saldırmamak için 150 milyon dolar rüşvet almıştı. FKÖ-Filistin, bugün nerelerde görüyoruz.
+
“Ekolojik kriz, toplumsal kriz, demokrasi krizi. Ve şöyle diyor: “Üçü de, ekonomik düzenin değişmesini gerektiriyor.”
Hiç mi hiç ilgisi yok.
1920-1930 arasında düzen değişti mi?
Hayır.
2020-2030 arasında düzen değişecek mi?
Çok zor.
Bu asiler, bu hegemonları deviremez, daha önce de deviremedi çünkü.
+
“Bir kere daha ne yapmalı’yı soracak ve cevabı birlikte bulacağız,” diyor. “Geçen sefer tam olmamıştı, bu sefer olacak!”
Yürü be Cartagena, kim tutar seni?
Budalalığın, ahmaklığın bu kadarına pes.
Geçen seferkiler sizden daha nitelikliydi öncelikle. Sizin gibiler, paspas bile silemiyordu o zamanlar.
Sonralıkla da, devrimi size yedirmezler, çünkü işin içinde şiddet var ve evkadını böcekten korkar gibi şiddetten korkarsınız siz ve sizin gibiler.
+
“KRİZ ULUSLARARASI, ÇÖZÜM DE ÖYLE OLACAK”
Ne ilgisi varsa?
Savaş dışında uluslararası çözüm var mı tarihte?
Ki zaten savaşçıkların göbeğine girdik çoktan.
Uluslararası sendika örgütleri tarihte ne yapmış ki?
3. Dünya ülkelerinin uluslararası örgütleri ne yapmış ki?
Ülke-içi göçmen x yerli işçi savaşımı varken, uluslararası sınıf hayali, bu yerde ve bu zamanda neyin nesi oluyor ki?
Bu kadar cehalet, bu kadar eksi zekalılık…
+
Çıkış:
Yani, sorun şurada:
Kıvanç gibilerin başta övdükleri kişileri, ülkeleri, sistemleri, şimdi yermeleri, liberal demokratların içeri atılması öyküsüne benzedi biraz.
Eski geçersizleşmiş çözümleri sakız gibi önümüze sürmeleri ayrı dert.
Sayı bilmemeleri ayrı dert, sopa yemişlikleri ayrı dert.
Ancak doğru:
Bir şeyler geliyor.
Ne olduğu ise, henüz belli değil.
Olup bittikten sonra da, tarih istatistiğine uymuş olacaklar o kesin.
(5 Kasım 2019)

Hiç yorum yok: