Pazartesi, Kasım 18, 2019

Fransa'da sosyal güvencesizlik yangını


Nereden nereye?
Daha 1936’da haftalık 40 saat çalışmadan sıfır sosyal güvenceye.
+
Çalışarak okuyan bir öğrenci:
“Bir koğuşa dönüşen küçük bir odada 4 kişi, hatta bazen 6 kişi yatmaya katlanamadığımdan dolayı, psikolojik sorunlar yaşadım ve bundan dolayı hastaneye kaldırıldım. Sağlık nedenlerinden dolayı, sınavlara katılamadım, fakat CROUS bir şey anlamak istemedi ve bir sonraki yıl sınıfta kaldım diye bursumu kesti. Ondan bu yana (yoksullara günlük yemek ve giysi dağıtan) Emmaüs yardım kuruluşu ve eşimin ev yardımı APL, çöplerden topladıklarım ve şurada veya burada bulduğum geçici işler sayesinde yaşıyorum” diye içini çekerek söylüyor ama bunun öğrenciler içinde çok olağanlaştığına özellikle vurgu yapıyor. İntihar etmek girişimi, ona göre “Birçoğumuzun aklından geçen bir şey.”
İtiraf.com gibi ama eksik:
İş var ama asgari ücretin yarısına.
Neden/
Çünkü göçmenler var?
Neden göçmenler var?
Çünkü Fransa, Suriye’de sivilleri öldürdü.
Bunu yapan sosyalist bir parti iktidarı idi.
Sarı Yelekliler, elektrikli / akülü araba almak için, grev yaptıklarını kedi ağızlarıyla söylediler.
1968’de de yeni model araba almak için grev yapıyordu dedeleri.
1980’de de, bunların anababaları sınıf atlayacaktı ama ‘mortgage’ krizi oldu.
Yani, uzun mu uzun hikayenin iler tutar yanı yok.
Proleterya veya prekarya, iktidar seçkinleri ile işbirliği yaptı, Gramsci deyimiyle.
Elma şekeri bitti, sapı girdi.
Bedel ödeme zamanı.
Bu ne ilk, ne de son.
Gerçeğin çölüne hoşgeldiniz.
Not: Tüm Fransız başkanlarının seksüel dejenerasyonuna dikkat çekeriz. Seksopat olan, sosyopat olmuş çok değil yani. Generallerin Gecesi romanı gibi yani.
+
En genel panoramalı çıkış:
ABD, 1930’da polis devletiydi, 2020’de de öyle. Orada umut yok yani.
En alttakilerin isyanı, ancak ve ancak AB ülkelerinde işleyebilir, en başta da Fransa için öyle.
Sarı Yelekliler birinci yılını doldurdu, bu gidişle otuzuncu yılı da dolduracak gibi.
(17 Kasım 2019)

Hiç yorum yok: