Pazartesi, Aralık 09, 2019

Aydın Selcen: Diplomatsız diplomasi


Kendisi eski bir diplomat olarak, durumdan alınganlık çıkarmış ama Dünya’da böyle bir trendin olduğunu da belirtmiş hiç olmazsa.
+
Ancak en önemli ayrıntı şu ki basın bunu atlamış gibi:
“Londra’dan dönüş yolunda, Erdoğan’ın bana hayli enigmatik görünen, “Çünkü bizim Fransa ile çok farklı bir anlaşmamız var. Fransa-İtalya-Türkiye olarak bu adımı atacağız. Ama bu hâlâ savsaklanıyor. Bunun yanında ikinci bir anlaşmamız daha olacak.” ifadelerini ise, beraberindeki berceste medya heyeti sorgulama gereksinimi duymamış anlaşılan.”
İkili, gizli ve sözlü anlaşmalar.
Yalnızca o liderler devredeyken işleyecek anlaşmalar.
Ancak, Selcen bunun anlamını biliyor olsa gerek:
Türkiye, en Doğu Akdeniz’den başlayarak, ikili anlaşmalarla tuhaf bir uluslararası deniz hukuku hattı çiziyor gibi.
Libya ilk ve en doğu adımdı.
İtalya orta adım, Fransa batı adımı olur.
Türkiye, Akdeniz’de çift W (ya da bir M, artı bir W) bir yol açmış olur.
Olay, Çin’in Pasifik’e yapay adalar yapıp, savaş durumnda olabileceği Japonya ile şimdiden Doğu Çin Denizi’ni paylaşıp, paylaşımını ileriye bırakıp, oranın herşeyine el koymasıyla başlamıştı.
Untumayalım:
Son 45 yılda bilmem kaç hükümet geldi gitti. Biz hala Kuzey Kıbrıs’tayız. ‘De facto’ orası bizim yani. Nüfusuyla bile üstelik. Yanısıra, Hatay Cumhuriyeti vakamız var.
Yani olay, pek gizemli, muammalı değil.
Fiilen alan paylaşımı.
Bu işi de diplomatlar değil, bir no’lar kıvırabilir ancak.
Dipnot:
Bu durumun bilgisini ancak ve ancak bir diplomat veya bir uluslararası hukukçu verebilir bir no’lara.
(8 Aralık 2019)

Hiç yorum yok: